Koca doksan dakikada, rakibi şaşırtan ve zora sokan olumlu tek bir hareket vardı. Emre Belözoğlu, Romanya defansının arkasına sarkan Gökhan Gönül'e ilk yarı mükemmel bir ara pası verdi, o kadar!
SABIRLI OYNAYAMIYORUZ!
Millilerin maça, İstanbul trafiğinde arabasıyla Tuzla'dan Beylikdüzü'ne gitmiş yolcu kadar yorgun, hırpalanmış ve bıkkın görüntüde başlaması anlaşılmazdı. Bizim futbolculara bu yüzden sabırlı oynayın dememek gerek... Çünkü sabırla baygınlığı karıştırıyorlar.
Romanya ilk beş dakika dışında beklendiği gibiydi. Geride disiplinle beklediler, kaptıkları topu uzun oynayarak oyunu ileriye taşıdılar, cılız şutlarla kaleyi yokladılar.
Semih'in ilk topu kötü karşılayıp pozisyonunu kaybetmesi, Volkan'ın gereksiz çıkışı, ilk devreki oyunumuzun cezalandırılmasıydı.
DAHA ERKEN KOPARDI
İkinci yarı ilk yarıdan daha hareketliydik. Ancak o da bu kez metrobüse binmeye çalışan vatandaş azmi ve telaşındaydı.
İkinci yarının kırk beşinci saniyesinde Hasan Ali'nin altı pasımızda yaptığı sihirli defans dokunuşu olmasa maç daha da erken biterdi. Bu yenilgiden sonra, gidip Romanya'yı Romanya'da yeneceksin! Ya yenemezsek?
Alex'in uçağına binip gittiği gün Brezilya biletini kaçırdık demektir!..