Trabzonspor'a karşı set hücumu yapmak kolay değil. Topun arkasına takım halinde geçtiklerinde rakip gole gidecek gedik bulmakta zorlanıyor. Onların dengesini ancak sürpriz ve ani ataklarla bozabilirsiniz. Elbette defansta Egemen yoksa!
Puan farkının 9'a çıktığı dönemde Egemen'in topa ilk müdahalesindeki başarısı, rakip forvetlere nefes aldırmamıştı. Yani dün sorun; kalede Onur'un değil, savunmada Egemen'in olmamasıydı!
Cem Can orta sahada kaptığı topu inatla Trabzonspor defansının üzerine sürerken onu karşılamaya çıkan hiçbir bordo-mavili stoper yoktu. O da kontrol edip vurdu.
O şut, Onur olsaydı kurtarılabilir miydi? Belki evet! Ancak Egemen olsaydı o şut, Cem Can'ın ayağından o rahatlıkta çıkmazdı. Rakibin kontrataklarında Egemen'in kesiciliğini fazlasıyla arıyorlar.
Buna bir de Umut'un bitiriciliğindeki eksikliğini ekleyin. Trabzonspor adına çile dolu 55 dakikalık futbol çıktı.
Selçuk'un Alexvari pasında Giray'ın golünden sonra tek kale oyunda, Trabzonspor golü çok daha erken gelebilirdi.
Gençlerbirliği defansının ortasındaki Aykut-Burak ikilisinin arasına atılan her top tehlikeli pozisyona dönüşmüşken bunu çok iyi değerlendiremediler.
Aslında golün gecikmesi maçı daha anlamlı hale getirdi. Şampiyonluğa oynayan takımlar sezonda bir tane 'şampiyonluk golü' atar! Alanzinho, bu sezon ikinci kez 'şampiyonluk golü' attı. Sezon sonunda kupayı havaya kaldırırlarsa herkes Ankara'daki 90+'yı hatırlayacak!
Ancak şampiyon olamazlarsa bunda hakem kararları değil, 55 ile 90'ıncı dakika arasında gol kaçırma yarışına giren forvetleri sorumlu olacak!