Üç hafta geride kaldı. Beşiktaş'ta işler istendiği gibi gitmiyor. Elbette pek çok sebep olabilir. Ama benim sahada gördüğüm en önemli etken, 'Oğuzhan, Talisca ve Babel' üçlüsünün formsuzluğu. Ki bu oyuncular geçen sezon kritik maçların, çilingirleriydi.
Diğer oyuncular da formsuz. Ama motor tekleyince, diğer aksamı değerlendirmeye bile gerek yok.
Oğuzhan ile Şenol Güneş'in ruh halinde bir paralellik görüyorum. Yüzlerinde istedikleri olmamış, huzursuz insanların ifadesi var. Yürekler, ayaklarla ve beyinle uyumlu çalışmıyor.
Şenol Hoca'nın beden diline bu durum çok daha yansıyor. Normalde 'makul' karşılaşacağı şeylere bile 'abartılı' tepkiler gösteriyor.
Daha 10. dakikada faul olmayan pozisyona düdük çalan hakeme isyanı, vakit çalmaya çalışan rakibe tepkisi 'gerginliğinin' belirtisi. Bu tepkileri, öfkeleri yersiz değildi. Ama 'abartılıydı.'
Ben bunun transferdeki plansız ve düzensizlikten kaynaklandığını düşünüyorum. Takımın yıldızı ve ruhu Quaresma'ya alternatif alındı ama ihtiyaç olan yerlere oyuncu alınmadı.
Belki transferlerin bu kadar gecikmesinden de rahatsız. Her sezon 'Kervanı yolda dizme' zorunda kalan Güneş için bu sürecin ne kadar yıpratıcı olduğunu anlayabiliyorum.
Beşiktaş dün sadece ikinci yarının bir bölümünde 'Şampiyon takım' gibi oynadı. Hem kanatları hem göbekten hücumu iyi organize etti, rakibin dengesinin bozunca da pozisyonlar üretti.
Elbette Beşiktaş'ın başka artıları da var. Hani, "İyi oyuncu uyum sorunu yaşamaz" diye bir söylem var ya bunun ne kadar doğru olduğunu Pepe gösteriyor bize. Hemen hemen bütün hava toplarını aldı, bir hava topunda da Beşiktaş'ın galibiyet golüne vesile oldu.
Tabi bir de Atiba var. Dün Kartal'ın cankurtaranı oldu. Milli ara en çok Beşiktaş'a yarayacak. Şenol Hoca eminim bu arayı hazırlık maçıyla değerlendirip, Negredo, Medel ve Lens'in adaptasyonunu güçlendirecektir.