Adanaspor'la Beşiktaş karşılaşması ağır sıklet ve tüy sıklet arasındaki boks maçı gibiydi. Adanaspor 2 gol yiyene kadar 'Orta sahayı geçemedi' desek abartı olmaz.
Oğuzhan bir futbol mühendisi… Aboubakar’a yaptığı asist baştan sona zeka ve yetenek doluydu. Aboubakar da hakkını verdi.
Aslında iki takım arasındaki kalite ve oyun zekası farkı Beck’in kazandırdığı penaltı pozisyonunda kabak gibi ortaya çıktı. Bu pozisyonun gelişimi ve sonucu maçın özeti gibiydi. Böyle şişirme bir ortaya sırtını dönüp, kollarını havaya kaldırarak savunma yapmak, bir defans oyuncunun yapacağı iş değil. Bekir Yılmaz yaptı.
Böyle maçlarda en tehlikeli şey tempoyu düşürüp, rakibi oyuna sokmaktır. 2-0’dan sonra Beşiktaş bu havaya büründü, Adanaspor'a da gün doğdu. Bir de Ali Palabıyık'ın "Verilmese daha iyi olur" denecek penaltı kararıyla fark bire inince ev sahibi ekibe cesaret geldi. Sonra da Şenol Güneş'in hamleleri. Ama ne yazık ki Kerim Frei, ileride topu tutmak yerine Şenol Hoca’yı sinir hastası yapacak kadar kötü işler yaptı.
Beşiktaş taraftarına heyecan yaşatmayı seviyor. Bu kadar pozisyona girdiği maçı bir türlü koparamamasını başka türlü izah etmek mümkün değil. Cenk Tosun konsantre değil, Şenol Güneş onu kazanmak için büyük bir çaba gösterirken, o hissiyat olarak kopuk. Doğru yerde, doğru zamanda bulunamamasını başka türlü açıklamak mümkün değil.
Her şeye rağmen milli ara dönüşü Beşiktaş'ın 3 puanla başlaması ve derbiyi rahat izleyecek bir pozisyonda olması önemliydi.