Obi Mikel’in hazır olmadan sahaya sürülmesi, zaten temposunu yakalayamadığı hazırlık maçlarında açıkça ortada olan Trabzonspor’un dokusunu iyice bozdu.
Yanındaki A. Parmak’la birbirlerine yabancı gibiydiler, bu ikilinin bırakın hücum katkılarını, Sparta Prag göbekten gelirken rahatsız dahi etmediler.
Ve Obi’li sistemin getirdiği bir sorun da şöyle:
Geçen sezon başında takımdaki en kötülerden biriydi Sosa ve forvetin arkasında hayal kırıklığı yaratıyordu. Sonra defansın önüne geçti, lider oldu.
Obi gelince yine forvet arkasına geçti Sosa, yine geçen yılki haldeydi ve, tıpkı A. Ömür gibi; topla çok buluştu ama hiçbir işe yaramadı.
Çek ekibinden Kanga’nın defansif orta sahanın nasıl katkı sağlayabileceği konusunda verdiği dersi izleyip Obi Mikel’i erkenden oyundan çıkaran Ünal Karaman’ın o bölgede eski düzene dönmesi oyun ağırlığını Trabzonspor lehine çevirdi.
Ancak şu ayrıntıyı kaçırdı belli ki: İlk yarıda S. Prag, kaleyi karşıdan gördüğünde 20-25 metreden 5 şut çekti, kötü bile olsa vazgeçmediler denemelerden.
68’de top Kanga’ya geldiğinde ona vurdurmaları hem sahadakilerin, hem kenar yönetimin ortak hatasıydı.
Ama kontrol Trabzonspor’daydı, önce Ekuban’ın jeneriklik golü geldi, ardından Sörloth’un klası devreye girdi.
Bordo-mavililerin hazır olmayan hali bile tura güçlüce göz kırptı.