‘Yabancı’ tartışmasının alevlendiği dönemde Trabzonspor’da Abdülkadir Ömür’ün oyuna girişi ve yaptıkları daha çok gündem olmalı Türkiye’de! Genç oyunculara artık daha çok şans verilmesinin önemi bir yana, haftalardır beklenen bu hamlede bu kadar geç kalınmasa belki de Bordo-Mavililer'in kasasında ne kadar milyon Eurolar kalırdı, düşünülmeli? İkincisi maçı tekrar izleyin, risk alan, adam eksilten, oyuna çağdaşlık katan ve ‘al da at’ kalitesinde asist yapan iki kişiye bakın: Yusuf Yazıcı ve Abdülkadir Ömür. Transferde 30 yaş üstüne 2'şer-3’er milyon Eurolar saçılırken bunlardan biri 250 bin, diğeri 50 bin lira kazanıyor. Hem de yıllık olarak!
Sistem değiştiren Trabzonspor’da Burak Yılmaz’ın arkasına yerleşen 3’lü, Sosa’nın aralarına yeni katılmasına rağmen uyumlu ve verimliydi. Olcay, Sosa ve Yusuf Yazıcı maç boyunca kısa ama etkili paslar ve sürekli yer değiştirerek Gençlerbirliği defansını çok yordu, gol gelmedi. Aksine, Bordo-Mavililer'in defansı, doğru dürüst rahatsız edilmeden golü ikram etti.
Maçın ilk yarısındaki mesaj netti: Ersun Yanal’ın öncelikli çözmesi gereken sorun defans ve önündeki ikilinin dağınıklığı. Bu sezon neredeyse her maçta benzer goller yiyor. Birbirlerine yakın oynamalarına rağmen bu iki blok arasındaki boşluktan rahatça geçiliyor ve şut-gol geliyor. Oyunu hızlandırma – yönlendirme becerileri sınırlı olan Okay-Kucka ikilisinden ileriye yeterli destek gitmeyince sistem bir noktada tıkanıyor.
Yanal’dan, takımın iddiasını tamamen kaybettiği geçen sezonun 25-26’ıncı haftasından beri yapması beklenen hamlesi işte bu tabloda geldi: Abdülkadir Ömür. Genç oyuncunun girişi ile Sosa oyun kuruculuğu görevini aldı, Okay stopere geçti. Bu hamle ile bloklar arasındaki bağlantı sorunu tamamen giderildi, takım bütünlüğü sağlandı. Konuk ekip ikinci yarıda neredeyse orta sahayı geçmeden beraberlik golü geldi. Sonrasında yine Trabzonspor baskısı, yine doğru değişiklik ve ikinci, üçüncü gol, hak edilen 3 puan.
Bordo-Mavililer'in hızıyla Gençlerbirliği oyuncularının başa çıkamamasına anlam verebiliriz. Ama hakemin frikikleri en az 2 dakikada kullandırmasına, kaleci Hopf’un aut atışlarındaki kağnı hızı hareketlerine son ana kadar göz yummasına ne diyebiliriz ki!