Fatih Karagümrük kuralmış gibi mutlaka atağı defanstan başlatmaya çalışıyor. Ancak ilk yarıda 5 kez çıkarken tehlikeli bölgede top kaptırdılar, ikisinde Trabzonspor Abdülkadir Ömür ve Nwakaeme ile gole yaklaştı hatta. Çağdaş futbola ihanet gibi algılanıyor bu durum sanki ama, Zukanovic ve Biglia yokken bu ısrara anlam veremedik doğrusu. Baskı ile rakip yarı alanda kaptıkları toplarla başlayan atakları çıkarınca, ilk yarıda lider takımın etkisi neredeyse yok sayılabilir çünkü. Ama yarının son dakikasında Nwakaeme'nin kale boşken 20 cm'den kaçırdığı pozisyonu saymazsak tabii. O anda Nijeryalı'nın niye sağ ayağını kullanmadığını herkes merak ediyordur!
Orta sahada çok sakindi Abdullah Avcı'nın ekibi, topu yana ve geriye atarken gösterdikleri hızı rakip kale yönüne dönünce nedense kullanamadılar. Özellikle Nwakaeme ve Hamsik sürekli oyunu yavaşlattı. Halbuki bu ikili, Abdülkadir Ömür ve Djaniny'nin o yöndeki çabasına biraz eşlik edebilseler, Trabzonspor farkı daha önce açabilirdi. Karagümrük savunmasında denge iyice bozuldu çünkü, daha doğrusu Biglia'sız şaşkındı ev sahibi ekibin savunma hattı.
Kâğıt üzerinde defansın önünde Siopis ve Hamsik ikilisi, kesici-oyun kurucu özelliklerini bir araya getirdiğinden doğru gibi duruyor ama uygulamada bir türlü öyle olmuyor. Bu ne oyun hızını artırıyor, ne de rakip ataklarına set olabiliyor, dün Siopis oyun kuramadı, Hamsik savunamadı. O bölgede, oyunun iki yönünü de iyi oynayan sağlam bir A. Parmak takviyesi daha çok katkı yapabilir bence.
Son haftalarda hep böyle; rakip daha fazla topla oynuyor, daha çok orta yapıyor, daha çok şut çekiyor. Mesela Gaziantep'e karşı 25'e 11, Beşiktaş'a 17'ye 8, Çaykur Rizespor'a 13'e 12, Göztepe'ye karşı da 18'e 6 daha az şut denemesi vardı bordo-mavililerin. Bu durum rakiplerin, lidere karşı bir an önce sonuç bulma acelesi ile de alakalı biraz da!
Dün de Karagümrük karşısında bu istatistikte 17'ye 9 gerideydi Trabzonspor. Ama artık çok şut çekmek, topa çok sahip olmak gibi bir derdi de yok zira, doğru zamanı bekliyorlar, az atakla çok iş yapabileceklerini biliyorlar çünkü. Güçlü bir rakip karşısında hız artırmadan, birkaç pozisyon dışında oyuna coşku dahi koymadan, deyim yerindeyse elini kolunu sallaya sallaya kazandı Trabzonspor. Kaliteli ayaklarına, kendilerine güveniyorlar ki bu şimdilik; puan farkı ile birleşince rakiplerine psikolojik üstünlük kurmalarının en büyük avantajları.