13. sıradaki, antrenörünün işine son verilmiş Alanyaspor, perşembe günü Anderlecht’i 2-0 yenen 16. sıradaki F.Bahçe’ye konuk oldu. Fenerbahçe dedik de onun da teknik direktörü yaklaşık 10 gün önce değişime uğramıştı. Anderlecht galibiyetiyle moral depolayan F.Bahçe, yeni hocası ve kadroda bulunmasına rağmen yeni bir transfermiş gibi oynayan Valbuena’yla çıkışa geçti. Buradaki önemli ayrıntılardan biri atılan gollerden sonra yaşanan sevinçlerdi. Takım kaçıncı olursa olsun Alanya’ya Kadıköy’de atılan ilk golün ardından Ayew’in kulübeye koşması, yaşanan özgüven eksikliğini gösteriyordu. Ayew bu golü adeta Alanya’ya değil, Şampiyonlar Ligi fi nalinde Real Madrid’e atmış gibi sevindi. Frey ise kutlamasını bireysel yapmayı tercih etti. Bu da futbolcuların kafa olarak birbirlerinden ne kadar farklı olduğunu gösteriyordu. İkinci yarıda rollerin değişmesinin en önemli sebebi de “Özgüven” konusuydu. Fenerbahçe, ligde haftalardır kötü gidiyordu. 2 farklı öne geçtikten sonra daha çok skoru korumaya çalıştı. Çünkü galibiyete gerçekten ihtiyaçları vardı. Teknik Direktör ne kadar, “Geriye çekilmeyin” dese de futbolcular, önceki maçları unutamaz. Zihinlerde skoru riske atmamak vardı. Alanyaspor bu bölümde daha net pozisyonlara girdi. Ancak onlarda da büyük bir son vuruş sıkıntısı yaşanıyordu. Kaleci Harun da üzerine düşeni yaptı. Yüzde yüzlük fırsatları teptiler. Fenerbahçe sonuç olarak kazandı. 3 puan her zaman iyidir. Ancak sadece ilk yarıdaki futbola bakarak yorum yaparsak, eskik ve yanlış olur. Çünkü ortada hala büyük bir “Fiziksel yetersizlik” bulunuyor. Dakikalar ilerledikçe bu sıkıntı iyice ortaya çıktı. Milli arada Koeman tabii takımda kalabilirse bu soruna bir el atmalı. Özgüven mi? Onu ancak seri galibiyetlerle çözebilirsiniz. Konuyla alakalı başka bir çözüm bulunmuyor. Fenerbahçe’nin bundan sonra özellikle deplasmanlarda ne yapacağı da büyük merak konusu. Çünkü takımın kredisi yok. Herkesin puan kaybettiği ligde üst üste kazanabilirlerse toplarlar... Aksi halde mi? Düşünmek bile istemiyorum.