Sezon başında büyük umutlarla getirilen “Futbol dahisi (!)” Fransız Sportif Direktör ve PSV’nin başarılı hocası Cocu... 16. haftada Ersun Yanal’la birlikte 3. hocasını gören bir Fenerbahçe... Ne demişti Ersun Yanal? “İkinci yarının puan durumunda zirvede olacağız.” Böyle hava yapan Yanal’la o günden bugüne hayal ve yalan rüzgârları estirildi. Stoperdeki “2S (Serdar-Sadık)” ile bu iş yürümez. Önümüzdeki yıl da, onlardan sonraki senelerde de yürümez! Zaten mukavelesi biten birçok futbolcu var. Dün Antalya karşısına çıkan F.Bahçe’den önümüzdeki sezon için 1-2 adam kalır. Dün maç başladı ve F.Bahçe kazandığı takdirde 6. sıraya çıkacaktı.
Yani Trabzon’un UEFA’dan men cezası alması halinde Avrupa Ligi’ne katılım hakkı doğabilirdi. Ama sahada ne istek ne hırs vardı. Antalya 3 kere geldi. Sadık ıska geçti, gol yendi. 1 topları direkten döndü. Bir de karşı karşıya kaçırdılar. Yani ilk devre 1-3 biterdi. Bu takımdaki teknik heyet dahil herkes yatsın kalksın Başkan’ın Ali Koç olduğuna dua etsin. Başka biri olsaydı, her karşılaşmada tribünler dolmaz ve 90 dakikaların ardından ıslıklar yükselirdi. Geçtiğimiz sezon şampiyonluğa oynayan F.Bahçe’nin 15 bin seyirci ortalamasına sahip olduğunu hatırlatalım.
Dünkü maçın ikinci yarısında “Atamayana atarlar” kuralı işledi. Diego’nun topu direkten döndü. Antalya karşı karşıya yüzde 100’ü harcadı. F.Bahçe ise fırsatları değerlendirdi. Yine de bu galibiyet, ne dünkü ne de sezon boyunca sergilenen kötü futbolu unutturur. Dünün F.Bahçe açısından en iyi tarafı, ligin bitmesiydi.