Bu hafta en kaliteli maçın Antalyaspor ile Galatasaray arasında olacağını düşünüyordum. Bunu düşünmemin sebebi ise iki takımın da kadrosunda dünya yıldızları olmasıydı. Ligin başladığından dün akşama kadar hepimizin beğendiği ve takdir ettiği G.Saray Teknik Direktörü Igor Tudor’un aynı 11’le maçı çıkması nedeniyle maçın gollü geçeceğini tahmin edenlerdendim. Bu okyanus içerisindeki yıldız topluğunun oynadığı etkisiz futbol açıkça beni hayal kırıklığına uğrattı.
İlk yarının ortasında Danilo’nun şutunu Muslera önledi. Hemen sonrasında Rodrigues’in klas ön direğe yapmış olduğu orta ve G.Saray’ın aslanı Gomis’in vuruşundan gelen gol dışında uzun süre bizleri heyecanlandıracak doğru düzgün bir pozisyon yoktu.
Buradan Antalyaspor hocası Rıza Çalımbay’ı tebrik etmek isterim. Ligin flaş takımını akıl dolu taktiğiyle durdurmanın yanı sıra çoğu zaman oyuna ağırlığına da koydu. Galatasaray’ın defansında son 20 dakika kadar hakkını vermek gerekir. Eto’o, Kabir, Danilo ve Maicon gibi usta ayakları gol pozisyonuna sokmamaları önemliydi. Ancak son 20 dakikada Serdar Aziz’in oyundan çıkmasıyla işler değişti. Defans hattının ayarı kaydı. Dünya yıldızı Eto’o sahne çıktı. Antalyaspor ileri uçta daha rahat hareket etme imkanı buldu.
G.Saray’ın ligde oynadığı ve herkesin beğenesini kazandığı üç maçına baktığımızda Tolga, Fernando ve Belhanda’nın üstün mücadelesi orta sahanın hakimi olan tarafdı. Ancak dün akşam bu isimler istenen futbol temposunda değildiler. Görüntü bu olunca da G.Saray’ın oyun temposu düşüyor. Galatasaray’da bu üçlü iyi olduğu zaman öndeki ve arkadaki isimlerin oyuna ve skora katkısı farklı oluyor. Ndiaye‘nin oyundan çıkarılması Selçuk İnan oyuna girmesine bir türlü anlam veremedim. Ndiaye, G.Saray adına sahada kalan tek isimdi. Bu değişiklikle beraber orta saha tamamen rakibe verildi.