Çok önemli 3-4 futbolcusundan yoksun, hocası tribünde olan ev sahibi Galatasaray'ın belki de uzun zamandır en erken gol yeme rekorunu kırdığı maçtı. 33. saniyede Khalili'nin deniz kenarında manzara seyreder gibi oturan Galatasaray defansının arasından sıyrılıp attığı golde, Muslera’nın yapacağı bir şey yoktu. Yıllardır kaleci seçimlerinde 1 numara olan Galatasaray, çoğunlukla orta saha ve forvette de iş yapan ve maça damga vuran futbolcuları oluşturmuştu. Ancak dün akşam forvette Eren ve Bruma’nın olmaması, orta alanda De Jong’un yedek soyunan Sneijder’ın eksikliğine bir de kaptan Selçuk'un, 'Bir varmış bir yokmuş' futbolunu eklersek geriye Galatasaray’dan 2-3 adamla maç kazanma arzusu kalmıştı. Neyse ki Selçuk iki duran toptan galibiyeti getiren adam olduğu için hem kendini hem de Galatasaray’ı kurtardı. Özellikle son dakikada attığı serbest vuruş golü, yıldız oyuncuların önemini göstermek bakımından değerliydi.
Nitekim de dün akşam başta Podolski, Rodriguez, biraz Yasin, biraz da Josue ile ilk yarıyı 2-1 önde kapattılar. Galatasaray soyunma odasına giderken ikinci yarı açısından büyük bir moral ve motivasyon toplamıştı.
İkinci yarı ne olduysa Ümit Özat'ın, taktik anlayışıyla canlanan rakip Gençlerbirliği ilk yarıdaki rakibini seyreden futboldan uzaklaşıp, oynayarak Galatasaray'ı yenebiliriz inancıyla mücadele etmeye başladı. Ve nitekim Chedjou ve Tolga'nın elleriyle kazanılan iki penaltıdan birini atarak beraberliği yakalamış, ve sonrasındaki Podolski'nin arka arkaya kaçırmış olduğu iki golden sonra her zaman olduğu gibi gecenin adamı Muslera sahneye çıkmıştı. Muslera inanılmaz kurtarışlarıyla maça damgasını vuran adam oldu.
İki penaltı dedik de, bu iki penaltıda da hakem Fırat Aydınus ne kadar haklıysa, bence Galatasaray’ın lehine verdiği penaltıda bence haksızdı. Bir de bu milyon eurolar alan Chedjou ve Tolga’ya futbolun ayakla oynandığını ama arzu ediyorlarsa voleybol takımında da forma giyebileceklerini birileri söyleyebilir.
Gecenin sonunda Galatasaray sahadan mutlu ayrılsa da oyun içinde yaşadığı dalgalanmalar, istikrar adına umut verici değildi. Tudor'un bu takımı istediği kıvama getirmek için daha çok çalışması gerekecek.