Galatasaray derbisinden yaralı çıkan Fenerbahçe'nin kupa mücadelesinde nasıl bir performans ortaya koyacağını herkes kadar ben de merak ediyordum. Zira bu tür maçlarda istenen sonucun alınamaması pozitif etki yapabileceği gibi, özgüven sarsılmasına da neden olabilir.
Erol Bulut sahaya sürdüğü kadroyla kupada Fenerbahçe'nin yoluna devam etme isteğinin çok güçlü olduğunu ortaya koydu ancak görev verdiği oyuncular için aynı şeyi söyleyemem. Başakşehir'in pas oyunuyla Fenerbahçe'yi yorması Aykut Kocaman adına iyi bir stratejiydi. Golün gecikmesinin Fenerbahçe'de gerginliğe neden olacağını ve hataları da beraberinde getireceğini çok iyi biliyordu. Nitekim gol geciktikçe Fenerbahçe'nin zaafları da arttı.
Başakşehir golü, zincirleme trafik kazası gibiydi ve Fenerbahçe'yi komaya soktu. Caner'in tecrübesine yakışmayacak şekilde rakip ceza sahasının önüne doğru şişirdiği top, kontraya dönüştü, Deniz Türüç'e Lemos'un müdahalesi çok acemiceydi ve devamında kaleci Harun zincirin kopan son halkası oldu.
Bu pozisyonda hakem Fırat Aydınus'un, avantaja bıraktığı pozisyonda Fenerbahçe'nin gol yemesinin de verdiği toleransla Lemos'a sarı göstermesi hatalıydı. VAR'ın müdahalesi sonucu Lemos'un kartı haklı olarak kırmızıya döndü.
Kaybedecek bir şeyi kalmayan Erol Hoca'nın ikinci yarıya ofansif bir anlayışla başlayacağı herkesin malumuydu. Bu hamleler Fenerbahçe'ye kısa zamanda beraberliği getirmezse ofansif kadronun ilerleyen dakikalarda yeni zaaflar doğuracağı aşikardı. 10 kişiyle oynamanın vereceği yorgunluk da zaman ilerledikçe Fenerbahçe'nin savunma hatalarını artıracaktı.
Tam da bu söylediğim hataların gelmeye başladığı dakikalarda Samuel'in savunmadan çıkardığı uzun topu, Cisse'nin kafayla indirmesi ve Valencia'nın topu sürüp harika şekilde sonuçlandırmasıyla Fenerbahçe adeta dirildi.
Ancak hem 10 kişi hem de ofansif bir kadroyla sahada yer alan Fenerbahçe için savunma yapmanın zorluğu bu dakikadan sonra daha da arttı.
Uzatmalar ise daha yıpratıcıydı. Son darbeyi de yine Harun Tekin vurdu. Arkadaşlarının kolunu, kanadını kırdı. Bir kalecinin bir takıma bedel olduğunu hep söyleriz. Dün öyle bir zamanda hata yaptı ki telafi si zordu ve bu zorluğun altından kalkmak da mümkün olmadı.