Türk futbolunun renkli isimlerinden Varol Ürkmez’i kaybettik. Merhuma Allah’tan rahmet, ailesine ve futbol ailesine baş sağlığı diliyoruz.
Ne enteresan ki böyle bir günde Fenerbahçe Teknik Direktörü Erol Bulut’un da doğum günüydü. Ve haklı olarak son haftalarda iyi futbol oynayan ve hakkıyla kazanan kadroyu sahaya sürmüş ve bir doğum günü hediyesi bekliyordu.
Rakip Rizespor ilk yarı boyunca yaklaşık 9-10 oyuncuyla kendi sahasına kapanmış yakaladığı ufak tefek fırsatları kontratağa dönüştürüyordu. Fenerbahçe ise buna karşılık sahanın her alanında topu ayağında bulundurup, defansın arkasına Valencia-Samatta ve Thiam üçlüsünü Pelkas, Ozan ve Gustavo ile kaçırmaya çalışıyordu. Genelde sağ ve sol savunmanın elemanları ki bunlar son haftalarda Nazım ve Caner oluyor, iyi kapanan Karadeniz takımına karşı nedense istediği gibi kanatları kullanamadı. Zaten geçen haftalarda bu kanatlardan bindirme yaptıklarında da ortalarıyla arkadaşlarını buluşturamıyorlardı. İster istemez ortadan rakibini delmek isteyen orta saha oyuncuları bunu da yapamayınca Erol Bulut gibi futbolcular da bir hediye beklemeye başladı. Ve ilk yarının uzatmalarında hani deriz ya ‘Top isterse’ diye Valencia’nın muhteşem güzellikteki frikiği kale direğine çarpıp, dönüşte kaleci Gökhan Akkan’a vurup bir bilardo oyunu gibi ağlarla buluşmuştu.
İlk yarı Pelkas ve Samudio’nun kaçırdığı fırsatlar dışında bizleri heyecanlandıracak futbol adına hiçbir şey yoktu. Gerçi ikinci yarıda aynısını Fenerbahçe açısından söyleyebiliriz. Ancak Rizespor için bunu söyleyemem.
Oyunda gol pozisyonu yakalayan ve kaçıran taraf Rize olurken, Samudio’nun kaçırmış olduğu inanılmaz goller Erol Bulut için belki de bir doğum günü hediyesi olarak algılanabilirdi. Rizespor’un sert futbolu ve hakemin buna taviz vermeyen tutumu ve bazı kararlarıyla da Erol Bulut için gecenin doğum günü hediyesi olabilirdi.