Futbol takım oyunudur. Neden böyle dendiğini biraz açıklamak gerekiyor sanırım. Savunma hattındaki oyuncularınız kendi aralarında uyumlu olmak zorundadır. Ama bu yetmez.
Defanstakiler ve orta sahadakiler birbirlerini tamamlamalıdır. Bu da yetmez.
Hücum hattınız da orta alanın göbeği ve kanatlarıyla uyumlu olmak zorundadır. İşte o zaman takımsınızdır.
Bunları neden mi yazdım?
Eğer Diagne ilk 11'de oynayacaksa, Babel ve Barış Alper'le başlayamazsınız. Başlama kararı mı aldınız? O zaman dakikaları, devreyi ve son olarak maçı çöpe atarsınız. Maçtan sonra da çıkar bazıları, "Diagne bu kez etkisizdi" der. Oysa adamın etkisiz kalması için her şey mevcuttur.
İkinci yarının başında ve ortalarında yaptığınız değişikliklerle doğru adamları sahaya sürmeye çalıştıktan sonra futbol oynayamazsınız. Peki ne mi yaparsınız? Puan veya puanlar için çırpınırsınız.
Bunun adı futbol değildir. Eğer doğru tercihler yaparsanız, hakem de sizi durduramaz. Ama kötü tercihlerin üzerine kötü hakem yönetimi gelirse, "kötü tercihleri yapanlar" tüm faturayı hakeme bırakır.
Bunu sadece G.Saray için söylemiyorum. Hepsi için geçerli. Puan kayıplarını hakeme bağlamaktan kendisine bakan yok. Ayrıca bir deplasman maçına böyle bir 11'le çıkarsanız bunun adı rotasyon da değildir.
Bunun adı, "Ben lig şampiyonluğunu düşünmüyorum" demektir. Zaten fark da açılmış, ne gerek var değil mi şampiyonluk yarışına!
Son olarak maçtan bağımsız bir şeyler söylemek gerekiyor.
G.Saray'ın eski Başkanı Mustafa Cengiz'e Allah'tan rahmet diliyorum. Mekanı Cennet olsun.