Daha demincek,
Dillendiriverdim.
Hepi, topu 3 gün evvel.
Hakemin rolünü,
Kamera odası varyasyonlarına
Ve o önceden bilen gözleri!!!
Kulaklığa davranıp,
‘Orta hakemin sorduğunu seyirciye göstermiyorlarsa,
Ve gelen cevapla hakem sinek ikiliye düşüyorsa,
VAR niye var,
VAR falan yok’ dedim.
Tam bir hafta evvel ha.
O vakit kamuoyu fazla tınlamadı ama
Son Cuma gününden itibaren,
Zülf-i yâre dokunmaya başlayınca bu VAR
Millet feryat-ı figan.
Size bir şey söyleyeyim mi?
Bu VAR,
Divan-ı WAR!
HHH
Ya Allah aşkına,
Bu konuyla ilişik herhangi bir yetkili,
Fenerbahçe-Bursa maçını seyretsin.
Maçın hakeminin Bursa lehine verdiği tereddütsüz penaltı sonrası,
Ne oluyor da,
‘Aaaa! Pozisyon ofsaytmış’ oluyor.
Bu çocuk oyuncağı mı arkadaş.
Yoksa büyükler için geliştirilmiş,
Yap-boz oyunu mu
VAR?,
Hakem muallakta kaldığı zaman,
Kendisi talep ederse devreye giren bir sistem olmalı.
Tereddütsüz çalınan penaltıda,
Hakem muallakta değil ki;
Kimseye bir şey sorma ihtimali yok ki!?
Adam penaltıyı çalmış,
Kulaklığına neredeyse golü atan adamın,
Çocukken çaldığı çikolataları söylüyorlar.
Ba! Ba! Ba!
Penaltı çıkmaz yol,
Sahilden ‘Ofsayta’ çıktılar iyi mi?
Soran oldu mu kardeşim,
Yoo!
Verilen her karar uzaktan kumandayla değiştirilecekse,
O zaman orta hakemin otoritesi nerede kaldı.
Nereye düştük kardeşim biz?
Yok! Yok!
Bu VAR,
Divan-ı WAR (Savaş)!
Kırmızı forma
Her sezon öncesi anlaşılmış firma ve sponsorlarla
Yeni formaların lansmanı yapılmakta.
Merakla takip eden insan sayısı azımsanmayacak boyutlarda diyebiliriz.
Ne model basmışlar?
Ne renk çıkarmışlar?
Sosyal medyada, ‘İyi-kötü’ kavgaları.
Alaka çok yani.
Forma dizaynlarının iyi olup olmadığına girmek istemiyorum.
Renk ve buna bağlı tonlamalara da
Lakin, kırmızı formalarla ilgili bir tespitim söz konusu.
Dedim ya, inanların zevklerine karışacak halimiz yok.
Taraftar kırmızı forma almak istiyorsa tabii ki alabilir.
Neticede kulübe katkı yapılıyor.
Tespitim ve öngörüm şu,
Özel bir koreografi yoksa,
Giyilip de maça gelinilmemesi tarafındayım.
Geçen seyrediyorum,
Kaleci degaj yapıyor,
Kamera haliyle topu takip ediyor,
O ne?
Giyen de çok olunca,
Tribün parça parça kırmızı duruyor.
Ve siyah-beyaz yıkanmış ruha hitap etmiyor.
Zamanında bu kırmızı formalar ilk çıktığında,
Bir Galatasaray maçı vardı.
Stada girip, tribüne çıktığımda,
Bir an Allah Allah!
‘Galatasaray’a Yeni Açık’ı mı vermişler’ diye iç geçirdim.
Öyle kırmızıydı tribün.
Anlayın gayrı.
Hele de bir Galatasaray maçında hiç de iyi durmuyordu.
Bilmem anlatabildim mi?
Armamızın içinde bize mahsus olmak üzere,
Çok övündüğümüz Türk bayrağı,
Ve onun kırmızısı da var ama
Bu tribüne damga vurmuş,
‘Siyahla-Beyaz akar kanımız’ bestesi de yanımızda duruyor.
‘Biraz köfte biraz piyaz,
Şort siyah, forma beyaz’ hep nakaratlarımızda.
Hele tevellüdü eski olanlar bilirler,
Takım sahaya çıkarken,
Tribünlerin atılan konfetilerin eşliğinde,
İnim inim inlettiği ‘Siyah-Beyaz’ tezahüratları hala kulağımızdadır.
Eskiyi aradığımız şu günlerde,
Bazı değerleri ucundan da olsa tutmak gerekiyor.
En azından buna tribünlerdeki görsellikle başlayabiliriz.
Üstüme vazife değil ama
Naçizane.