Tel örgülerden sonra
Deplasman yasakları da kalktı.
Olması gereken düzene doğru giderken
Aklımda deli sorular da yok değil!!!
Lakin soru sorma zamanlarında değiliz.
Sorular, cevaplar, polemikler…
Şimdilik hiç gerek yok.
Bu futbol gecesinde futbola doymak,
Futbolu yaşamak için buradayız.
Onlar sahaya, taraftar tribüne, biz kağıda
Hadi bakalım!
Arka dörtlünün kenarlar için tercihini Gökhan ve Caner’den yana kullanmıştı Şenol Hoca.
Oğuzhan, Talisca’dan formayı almış
Cenk 11’deki yerini korumuştu.
Riekerink ise orta sahadaki Gökhan İnler’e karşı
Tolga Ciğerci kozunu kullanmış
Gol yollarını Sneijder, Bruma ve Eren üçlüsüne bırakmıştı.
Ve hakem Ali Palabıyık düdüğüne üflediğinde
Sahne artık topçularındı.
"İlk 5 dakika ringde birbirlerini deneyen boksör edasında geçdi" diyordum ki;
Galatasaray’ın korner atışından gelen serseri bir top
Ön direği tutan Oğuzhan’ı, kaleci Fabri'yi kontrpiyede bıraktı.
Kale çizgisinde boşta kalan topa Eren sadece dokundu: 0-1.
Sonra sonuçsuz biten her Beşiktaş atağı
Galatasaraylı oyuncuların yavaşlatılmış karelerine sahne oluyordu.
Beşiktaş oyunu kenarlara yayamıyor
Ataklar olgunlaşmadan bitiyordu.
30 dakika yeni bitmişti ama
Bir an önce Şenol Hoca’nın oyuna müdahale etmesi gerekiyordu.
Biz oturduğumuz yerden orta sahadaki bu düşüşü merak ediyorduk
Galatasaray elini kolunu sallayarak geliyor
İstediği pozisyonları rahat rahat buluyordu.
Soyunma odasına bir an evvel giderim diyordum ki;
Korktuğumuz başımıza geldi: 0-2.
Aboubakar ve Talisca takviyesiyle ikinci yarıda oyuna Başlayan Beşiktaş
Daha istekli, daha ısırgandı.
Ama istediği gole bir türlü ulaşamıyordu.
Ta ki kornerden gelen topa Marcelo yükselene kadar.
Ve maça yeniden heyecan geldi: 1-2.
Daha ‘Hadi!’ demeye kalmamıştı ki,
Heyecan tam kursağımızdaydı ki,
Cenk’le taştık: 2-2.
Muhteşem geri dönüş için hazırlanıyorduk ama
Maalesef zaman tükenmişti.
2-0 yenik düşmelerine rağmen
Oyunu bırakmayan Beşiktaşlı oyuncuları yürekten tebrik ediyorum.