Beşiktaş 2.hafta lig maçına çıkacak. Bir gün kala ortaya inanılmaz mevzular düşüyor... Önce, Al Ahli takımından aldığımız Josef de Souza’nın Beşiktaş’a gelirken sözleşmesini hukuka aykırı bir şekilde feshettiğini dakika başı medyaya pompalama halinin başladığından öğreniyoruz... Mahkeme tehditleri falan gırla... Sonra Vida için Roma kulübünün anlaşma yapmaya hazır olduğunu Vida’nın alacaklarına karşı yürüyüp bedavaya gideceğini çakozluyoruz... Daha da oynayıp oynamayacağı zerre umurum değil ya olan Beşiktaş’a olur diye korkuyorum ve en sonra Antalyaspor kulübünde maçtan tam bir gün önce yapılan testlerde tam 41 kişinin pozitif olduğunu söylüyorlar, bir daha denemişler yine pozitif... İnanmak istemiyorlar tabii. Üçüncü seferde negatif sonuçlar gelince ilk iki testin hatalı olduğu yayılıyor ortalığa bir de duyuru yapıyorlar özel jetle çıktık, geliyoruz... Vışşşşş... Hâle bakar mısınız! Aldığın topçu sıkıntılı Elindeki topçu kaşıntılı Maç yapacağın takım takıntılı Eeeee! Neymiş? Maç yapacakmışız... Yapıyoruz da maç öncesi pandemi kurallarının hayata geçirilmemesine maç içinde VAR protokollerinin uygulanmamasına hakem Umut Meler’in skandal yönetimine katlanarak! Larin’in gol vuruşlarındaki beceriksizliği Welinton’un N’Sakala’nın yetersizliği Mensah’daki gevşeme sinyalleri yedek topçu çaresizliği içimize cezaevinde akşamüstü mağrurluğu gibi çökerekten... Maç sonrası Antalya başkanının Sangare’yi Fener’e nasıl verdiğinin anlatış biçimini saymıyorum bile... Sanki bana Di Maria.... Sağ bek sorunsalı, santrfor krizi devam ediyor. Bunların sonuca ivedilikle bağlanması lazımken sorgulanması gerekiyorken Beşiktaş’ın yarınları adına hatta eleştiri dozunun artması lazımken bir anda Ali Gültiken’in asla ve asla söylememesi gereken ekranın da bulunduğu konumun ve üstlendiği misyonun da kaldıramayacağı bir kelime damga vuruyor geceye... Ve biz işi “sütlaca” bağlıyoruz!