Bence taa Mart'ta bitmişti iş.
Ama yeni imzalandı.
'Resmiyet kazandı' desek daha doğru olacak.
Çok zaman evvel imzaların atıldığını
Bizim sokaktaki herkes biliyorken
"Ben demiştim"cilerin
Sağa sola müneccimlik taslaması
Biraz tuhaf ve komik kaçıyor ya! Neyse.
Kimseyle problemi olmayan bir çocuk Gökhan
Efendi, işine saygılı
Fenerbahçe gibi entrikalarla dolu bir camiada
9 sene forma giymek her babayiğidin harcı değil neticede.
Beşiktaş'a en lazım bölgede top oynuyor olması da
İkiye katlıyor Gökhan'ın değerini
Geçen milli maç yazımda da dile getirdim.
İmzadan hemen sonra
Adak kessin
Kendini okutsun
Muska yaptırsın
Onun da çabuk nazara gelen yapısı var zira.
Bileğindeki dövmeden mütevellit
Sual eden gazetecilere
"Ben doğuştan Beşiktaşlı'ydım dememesi" en büyük temennim.
Zira beni hangi takımı tuttuğu değil
Oynadığı futbol ilgilendiriyor.
Beşiktaş'a katkısı ne ona bakarım ben bu saatten sonra
Neticede Gomez de Beşiktaşlı değildi çocukken,
Atiba da.
Herkes profesyonel olmuş artık anlayacağınız!
O yüzden işimize bakalım biz.
Güler yüzle bir 'Hoş geldin' deyip
Kazasız belasız bir sezon dileyelim kardeşimize.
FİŞİ PRİZE TAKMAYI UNUTMAYIN
Sosa 'Gideyim..!'
Atiba, "Bırakın" diyor.
Gökhan Töre neredeyse Ocak'tan beri West Ham'la flörtte.
Gomez papatya falı gibi
Girecek mi kalacak mı diye ömür törpülüyor.
Quaresma?
İyi para verilirse satılacakmış gibi duruyor vitrinde
Baktığımızda şampiyon kadronun yarısı gönülsüz.
Birisi 'futbolculuğumun son dönemini İngiltere'de geçireyim' diyor.
'Estaduantes'e geçen seneden sözüm var' diye diretiyor.
Alman olanı 'Şampiyonlar Ligi'ne uygun kadro varsa kalırım' zahmetinde bulunuyor.
Bla! Bla! Bla!
Hale bakın.
Biz mevcut kadroya 3-5 takviye yaparsak
"Avrupa'da iyi işler çıkar" diye terennüm ederken
Millet yürüyüp gitmenin derdinde.
Esas soru şu:
Makine tıkır tıkır çalışıyorken
Dişliler neden ariza çıkartır?
Ya demirin suyunu iyi vermemişsindir
Ya da iyi yağlamamışsındır.
Bir de üçüncü şık var ki;
O da fişi prize takmayı unutmuş olmandır.
Velhasıl kelam
Bu kadroyu elde tutmak için
Şampiyonlar Ligi'nin yüzü suyu hürmetine
Bütün sınırlar zorlanmalıdır.
Zira birbirine alışmış ve uyum sağlamış futbolcuları
Yan yana getirebilmenin ne kadar zor olduğunu hepimiz biliyoruz.
O yüzden ne kadar omuz silken topçu varsa
Bire bir iletişim kuracak bir komite oluşturulmalı
Ve kalmak için razı edilmelidir.
Hem de gayrısız…
Zira tek bir dişli bile koca makinanın istimin bozar
Benden söylemesi.
AT ÜSTÜNDE GİDERKEN 'İN' DEMEK DE NEYİN NESİ
Basına fazla malzeme vermeyen
Menajerlerle mesaisi olmayan
Şovdan kaçan
İşini yapan
Bir kişiydi sayın Erdal Torunoğulları
Yöneticiliğe ve iş bitiriciliğe dair
Aradığımız bütün özellikleri bünyesinde toplamıştı.
Başarılı ve nokta transferler yaptı.
Takdir kazandı, övgü aldı.
Sonra bir gün Beşiktaş Başkanı'nı
"Bütün transferleri ben yaptım" derken gördük.
"Cümlenin mealinde neler anlatılmak isteniyor?" diye soru işaretleriyle boğuşurken
Sayın Torunoğulları görevden alındı.
Basınımız ve sanal alem
Olaya balıklama atladı.
Didik didik ettiler
Kirmanşah dokunası al kuşağımı!!!
Pardon! Pardon!
Sayın Torunoğulları öyle bir konuma getirildi ki
"Bayramdan sonra bizim de konuşacaklarımız olacak" diye bir açıklama yapmak zorunda hissetti kendini.
Bu gelinen noktaydı.
Bir de gelinemeyen virgüller
Ünlem ve tabii ki soru işaretleri var.
Durumun bu hale gelmesini menajerler mi istedi.
Ya da ne bileyim
Kulüp içinde birilerinin yükselmesini
Ve kamuoyu tarafından sevilmesini istemeyen bir düzenek mi var.
Çözemedim!
Adam at üstünde dört nala giderken
"İn de yürüyerek devam et" demek neye işarettir yoksa
Küstürmek ve soğutmaktan başka şık gözükmüyor önümde.
Şimdi bütün bu yaşananlardan sonra
İstifa etmese de saygıyla karşılayabilirim ama
Eğer sayın Torunoğulları istifa ederse
Kimse 'Niye istifa ettin?' diye sormamalıdır bence kendisine
Zira Allah kullarını yaratırken onlara
"Gurur" diye bir hissiyat yüklemiştir.
Hadi iyi bayramlar.