Gelişi tesadüflere bile nal toplatmıştı.
Şimdi kalıp kalmayacağı, kalıpsız pazarlıklara bağlı.
Attığı gollerle bir sene gibi kısacık sürede
Taraftarın kalbinde taht kuran Mario Gomez
Bana eski Türk filmlerini hatırlattı.
Adam varlıklıdır,
Kadın karın tokluğuna bir mekanda çalışmaktadır.
Evde açlıktan ağlayan çocuğu,
İlaç bekleyen anası,
Yatağa hapsolmuş kötürüm babası vardır.
Uzun etmeyelim adam kadına aşık olur.
Fark etmezler… Her türlü…
Beraber yaşarlar, mutlu günleri olur.
Sonra…
Sonra kadın adamı terk eder.
Evet! Mario Gomez’deki son gelişmeler bana bu tür sahneleri hatırlatmakta.
"Kurulacak kadroya bakmam lazım" diyor Mario.
İzafidir.
Haklı olabilir ama
Gelirken bakmış mıydı kadroya?
Hayır.
Eee! Şimdi?
Ah be Gomez.
Gözün kapalı geldin be!
Hatta gelirken uçaktan hızlı gelmiştin,
Gitmek istiyorsan,
Git zaten!
Kimler gitmedi ki.
Ruhumuzun aynası Nouma gitmedi mi?
Geceleri 'Geliyor mu?' diye nöbet tuttuğumuz Quaresma.
Canımızın içi Feyyaz gitti be!
İnşallah gitmezsin.
Kalıp seni tekrar eski günlerine dönmeni sağlayan,
Beşiktaş’a borcunu öder,
Helalliğimizi alırsın.
Gayrısına kapalıyım. Kusura bakma!
Abidin bile çizemez
El ayak çekilmişken,
Gecenin bir saati kapıya kim gelmişse
Çok büyük sürprizler hariç,
"Hayır" değildir.
"Şer”dir.
Ressam buna dair bir şeyler karalayıp
"Al bunu yorumla" diye önümüze koyduğunda.
Elinizde kara bir tuvalden başka bir şey olmayacaktır.
Abidin(!) bile çizemez bu karanlığın fotoğrafını.
Evet!
Doping Kurulu'nun artık geceye karışmış bir günün sonunda,
Beşiktaş Tesisleri'ne yaptığı,
"Çok anlamlı" ziyaretten bahsediyorum.
Nereden bakarsan art niyetli.
33. maça çıkıyorum.
Neredeyse şampiyonluk maçım.
Sen "Çıkarın kağıtları, sınav yapacağım" diyorsun.
Yok! Yok!
Şampiyon olduk diye de unutacağımı sanmayın.
O gece Beşiktaş'ın yarınlarına göz koymuşlardı.
Unutur muyum hiç!
İlk soru "Niye Beşiktaş?"
Bırak sezon başını.
Bir evvelki sezondan beri aşağı yukarı
Aynı çizgide ve aynı ritimde futbol oynayan bir takımın oyuncularına
"Sizde şüpheli inişler çıkışlar gözlemledim,
Gelin hele" diyemezsiniz ki zaten!
Değişkenlik olsa anlayacağım da,
Her şey puan cetvelinde duruyorken!!!
Beşiktaş'la maç yapacakları zaman,
Çok bileşkeli, Süpermen gibi kılık değiştiren takımlar hafızamızda canlı canlı duruyorken!!!
Hemen hemen her Beşiktaş maçında,
Rakipte en az iki oyuncuyu,
Tahrip gücü yüksek bomba gibi,
Sahanın ortasında görmekteyiz.
Bu vatandaşlara,
Bu şiddetin, bu celalin sebebini sormak duruyorken,
Ya Samandıra?
Sanadıra, Çekmeköy'ün 2 sokak ötesinde duruyorken!!!
O istifa eden arkadaşlara sorun bakalım "Niye Beşiktaş?"
Hal böyleyken ve pis pis sırıtıyorken!!!
Doping Kurulu'nun istifa etmesi bir şeyi değiştirmez.
Zira aynı,
1956 yapımı gangster filmlerindeki
'Önce yap, sonra kaybol' modeline düşmüş durumdalar.
Nasıl olsa bir çöpçü gelip temizleyecektir ortalığı.
O yüzden bir Beşiktaş taraftarı olarak.
Beşiktaş yönetiminin,
Tamamen Beşiktaş düşmanlığı içeren,
Bu ağır senaryonun,
Takipçisi olmasını beklemekteyiz.
Yoksa eldeki tuvali duvara astılar mı?
Geçmiş olsun…