Beşiktaş’la ilgili birimlerin tamamında,
Büyük bir muamma,
Genişcesine bir boşvermişlik.
Hepsinden önemlisi garip bir rehavet var.
Takım art arda puan kaybediyor.
Algı piyasaya,
‘Sene sonu biz şampiyon olacağız’ı pompalıyor.
Yol haritan ne?
Neyi planlıyorsun?
Bir bildiğin mi var?
‘Her hafta puan kaybederek nasıl şampiyon olacaksın?’ diye soran yok.
Her kaybedilen puandan sonra,
‘Önümüzdeki hafta telafi ederiz’ cümleleri neyi hedeflemekte?
Hedeflediğin her önündeki haftada puan kaybediyorsun zira.
Hele maç kaybetmişsin,
Taraftarın yüreği yangın yeri,
Bir anda ortaya,
‘Bir maç kaybetmekle şampiyonluk kaçmaz’ cümleleri peydahlanıyor.
Hesapta su serpiliyor yüreklere.
Tabii ki her maçı kazanacaksın diye bir kural yok.
Lakin, hakem hataları ve eyyamları hep aleyhimize,
Risk yönetimi henüz sıfır.
Ve en önemlisi takımda bir iştahsızlık.
Eeee?
Biz o yılların üzerinde çok üzüm ezdik eyvallah da
Milleti ‘ti’ye alan bir hava var ya piyasada
Ben ona takılıyım,
Derdim o.
Bu yayvan yayvan söylenen sözler,
Bir futbolcunun, teknik ekipten bir yetkilinin ağzından çıksa amenna.
Kendilerine güveniyorlar,
İki senedir bu takımı şampiyon yaptılar,
Yine yaparlar diyeceğim.
Ama yok!
Kime hizmet ettiği belli olmayan siteler,
Garip sanal alem hesapları,
Kraldan çok kralcılar,
Klavye başından tribün kuranlar.
Arz-ı endam ediyor orta yerde.
Takıma olan aidiyet ve koruma iç dürtüsü güzel de
Benim muammalarımdaki en büyük kaygı,
Kim, kimi, kimden korumakta?
***
Aslında esnetilmesi gereken,
İki sene hazırlanıp da son 2 senede de ligi domine eden
Ve karakterli bir takım olma yolunda bayağı bir yol kat eden bu ekibe,
Neden eksik olan bölgelere ısrarla takviyeler yapılamadığıdır?
Mutlaka ve illaki bir şeyler hep eksik mi olmalıdır?
Katmerleyerek yürüme fırsatı yakalamışken,
Niye bazı şeyler görmezden gelinmiştir?
Yanlışlar ve eksikler söylenmezse,
Yapıcı eleştiriler kayda alınmazsa,
Doğru nasıl bulunacak?
8 haftada 10 puan kaybedilmiş,
Mutlak bir sorun olmalı.
‘Derdiniz nedir?’ diye yanaşmaz mısın dostuna
En yakınına göstermez misin yaranı.
Tam niyetleniyorsun,
‘Şimdi sırası değil, bu hafta çok önemli maç var,
Şimdi konuşan ihanet eder’ diye gaipten sesler çıkmaya başlıyor.
Kim?
Bilmiyoruz.
Kardeşim açık yara var.
Pansuman olması lazım asıl siz ihanet ediyorsunuz.
Iıh!
Şimdi kıpraşmayın.
Ne sosyal medyaymış arkadaş,
Bir türlü çözemedim iyi mi.
***
Beşiktaş’a gönül vermiş her Beşiktaşlı,
Nasıl ki Porto maçının taktiğini ve oyun zekasını ayakta alkışladıysa,
Gençlerbirliği maçındaki, “Hazırlanmamışlığı” da sorgulamalı ve uygun bir dille eleştirebilmelidir.
‘Gençlerbirliği maçının zor geçeceğini biliyorsun,
Adamlar 4 puanda,
Zaten bize ters gelen bir takım,
Ve üstüne koşan bir ekip,
Nasıl önlem almazsın?’ı sorabilmeliyiz en azından değil mi?
Ve mantıklı bir cevap hakkımızdır diye düşünüyorum.
Ha keza Fenerbahçe maçı.
Kadıköy’de psikolojik baskı olacağını,
Seni sinirlendirip, kırmızıya zorlayacaklarını biliyorsun.
Futbolculara bunlar anlatılmıyor da mı
Hepsi 1.80’lik sinir şeklinde dolaşıyorlar sahada,
Ben Şenol Hoca’nın bir sıkıntısı olduğunu,
Kimseyle paylaşamama gibi de ayrı bir sorun taşıdığını hissetmekteyim.
İnşallah yanılırım.
Gelinen şu noktada,
8 puanlık fark oluşmuş,
Sorun mu?
Ne yaptığını bilen bir Beşiktaş için,
Hava civa.
Bağlar, bir de üstüne düğüm bile atar.
Lakin ne yaptığını bilen Beşiktaş’ı tekrardan sahneye almak için,
Öncelikle eleştirilere açık olunmalı,
Kaybedilen maçlardan ders alınmalı,
‘Ama biz de iki senedir şampiyon oluruz’ psikolojisinden sıyrınılmalı.
Ve en az üst üste 2 üst düzey maç kazanılmalıdır!!!
Ve buna siz bu akşamdan başlayabilirsiniz.
Haydi rast gelsin.