Dün geceki maçın önemi, Rizespor'un istim üstünde olmasından öte Beşiktaş’ın bu maçla beraber haftaya oynayacağı Başakşehir karşılaşması da dahil, Paradokslar içinde kalarak sahaya çıkıyor olmasıdır. Guti’nin “Ben birinci adam olmak istiyorum” demesinden tutun da Şenol Güneş’in kafasını Beşiktaş’a verememesine kadar ciddi uyuşmazlık çekiyoruz.
Maçın başlaması için top santrada duruyor ama Bugüne kadar futbolcuların kalitesini ve karakterini hep üst noktada tuttuğumuz için Topçu arkadaşlara büyük iş düşüyor.
Quaresma ve Adriano’nun kadroda olmaması sahadaki dizilişi fazla etkilemedi kanaatindeyim, Maçın başlamasıyla her halinden özgüven patlaması yaşadığı belli olan Rize’nin, Beşiktaş yarı sahasına çok adamla doluştuğunu gördük. Türlü varyasyonlar denerken, takım halinde ve birden topluca çıkış yapan Beşiktaş, Önce Dorukhan’ın ayağından müthiş bir şut yakaladı. Kalecileri topu zar-zor kornere itelerken, 10 saniye sonra gelecek golün alt yapısını hazırlıyordu oysa. Köşe vuruşundan gelen topa Vida, Çok dolu ceza sahası içinde(!) bomboş kafa vuruşu yaptı: 0-1. Dakika 15 olduğunda skor 0-2 olmuştu. Sağ iç bölgesinde topla dripling yapan Ljajic, Atiba’yla verkaç yapmayı denedi. Atiba’nın bıraktığı top Ljajic’in durduğu yere hem kısa düştü hem açısını daralttı Ljajic’in. İşte o pozisyonda yalnızca kalçadan vurması gerekiyordu topa Ljajiic’in, Öyle yaptı. Top öyle fantastik bir şekilde gitti ki kaleye, Bize nacak şapka çıkartmak kaldı; 0-2. Peş peşe gelen gollerden sonra Rizespor oyun disiplinden kopmadı ama Morallerinin bozulduğu da gözlerden kaçmadı. Hem düşüşteydiler hem de Beşiktaş akıllı oynuyordu. Lakin bir anlık defansif zaafımız, Stat halinde susmuş ve ümidi kesmiş Rize seyircisine Hem umut pompaladı hem de havayı değiştirdi: 1-2. Hakimiyeti ele aldığın bir maçta rakibi oyuna ortak etmeyi başardığımız her zamanki maçlardan birini daha yaşıyorduk ilk bölümde. Niye kapanıyorduk çözebilmiş değildim. Rize ilk yarının sonunda bulduğu golün havasıyla geliyordu ama Biz de 2-1 galiptik. Bunun bilincinde değilmiş gibi oynuyorduk. Ceza sahamızdan 1-2 dakika çıkmadılar. Bu duruma Şenol Güneş isyan etti her halde ki Rize’nin kendi sahasındaki taç atışına takım halinde çıkış yaptık. Daha dakika 54’tü ve mutlaka bir hamle olması gerekiyordu. Rize beraberlik için yüklenirken arka tarafta boşluklar bırakıyordu. Üstüne kondisyon olarak da zayıfl ık başlamıştı. Ben tam bunları yazarken bahsettiğim o boşluğu iyi gören Ljajic, Burak’ın önüne 3. Beşiktaş golünü at diye top bıraktı. O da üstüne düşen vazifeyi layıkıyla yerine getirdi: 1-3. Sonra olmazsa olmazımız!!! Bir dakika sonra 2-3 olmuştu maç. Yine sonra Rize tribünleriyle gereksiz polemiğe giren Burak’ın yerine oyuna dahil olan genç Güven’in akıl dolu golüne şahit olduk: 2-4 Öyle bir ana denk geldik ki ‘Sen o ikinci golü atmayacaktın’ der gibi bir hal aldık Rize’ye. Fantastik gollerin bu geceki ayağı Ljajic yine ve yeniden sahne almıştı. Bu sefer bir frikik durağındaydı ve fi şi 80’de çekiverdi: 2-5. Sonra bir gol daha attı Güven. Beşiktaş’a şuursuzca saldırmanın faturasını ödüyordu Rize. Özgüven tamamdı da Karşındaki Beşiktaş yanı afedersin!!! Ve 7.gol tabiri caizse fi leleri delen cinsten oldu. Güven bir vurdu, fileleri deldi!!! Hakem önce aut verdi ama!!! Kısacası 7’k bitirdik.