Takip etmek önemlidir. Bu ligde ikincilik başarı mıdır o tartışıldı. ‘Başarıdır’ diyenler sosyal medya diliyle linç edilmekten kurtulamadı. Oysa ki ikinciliğe ‘Başarı’ diyenlerin, başarı saydığı şey kovalamaktı. Ne olursa olsun, yolun sonuna kadar kendini zorlamak. Galatasaray haftaya ligin dördüncüsü olarak girdiği halde geriye düşmesine rağmen, az olan şampiyonluk şansını kovaladı. Bu başarıdır. İsteyen istediğini söylesin. ‘Biz bitti demeden bitmez’ demek bir kazanan sözü değildir. Fakat mücadele etmeyi temsil eder. Galatasaray ligin lideri ve ikincisi ile oynayacağı maçlar öncesi takip etmeye devam ediyor. Futbolda klişelere boğulmuş bir ülkeyiz. “Hedeften kopmuş takımları motive etmek zordur.” Son yıllarda önünde saygı ile eğilinen en büyük klişe bu. Şansı azalsa da Galatasaray motive edilemiyor mu? Geriye düştüğü maçta öne geçiyor. Peki başka açıdan bakalım; Galatasaray geriye düşüp öne geçse de oynadığı kötü futbol, bu klişeyle temize çekilebilir mi? Asıl sorun, Galatasaray kötü oynadığı için şampiyonluktan uzaklaşmış olabilir mi? Şampiyonluk yarışından dört beş adım uzaklaşmışsanız, bunu dış faktörlere bağlayan taraftar için bu sorunun cevabını kabullenmek çok kolay değil. Ancak gerçek olan şu, Galatasaray ideal kadrosuyla da şampiyon bir takım gibi oynamadı. Bu sadece Galatasaray taraftarının hiddetleneceği bir durum değil, geçmişi şöhretli takım taraftarının hiçbiri bu gerçeği kabullenemiyor. Acı olsa da gerçek olan bu. Trabzonspor ve Başakşehir’in oyununa hiçbir zaman ulaşılamadı. Bireysel performansla skor alındı. Kazanamasa da fikstürde arka arkaya oynanacak Başakşehir, Trabzonspor ve Alanya karşılaşmaları, kötü futbol oynadığı sezonda Galatasaray için büyük şans. 9 puan çıkartırsa şampiyonluğu zorlayacak. Şampiyon olur ya da olamaz bilemem, ancak şampiyonluğu kovalamak, güçlü bir karakteri temsil eder ve başarıdır. Bu net!