Fenerbahçe her hafta üzerine koyarak gidiyor. Ama kötü futbol anlamında! Gerçi “kötü” diyerek “tanımlama” yaptım ama ortada tanımlanabilecek futbol da yok. Durum o kadar vahim. Tribündeki karton taraftarlardan çok sahadaki “karton takım” ilgi çekici. Taraftarlara tezahürat sesleri veriyorlar. Sahadakilere de koşma, mücadele etme, organizyon gibi efektler yüklenebilse sorun çözülecek aslında. Zaten bir iddian kalmamış... Niye gençleri oynatmıyorsun? Sanki as takımın çatır çatır her hafta maç kazanıyor da onlarla sahaya çıkıyorsun. Fenerbahçeliler birkaç genç futbolcuyu sahada görse, puan kaybetsen bile sempatik durursun. Ama şu takımın sempatik olan hiçbir tarafı yok. Top ayağına geldikten sonra düşünen oyuncu, büyük takım futbolcusu değildir. Alan kontrolü yapamayan, pas kendisine gelmeden önce arkadaşlarının nerede olduğuna bakmayan biri veya birilerinin Fenerbahçe’de işi yok. Bu mantıktaki futbolcu topluluğunu sahaya çıkarırsanız, sezon boyunca “Langırt takımı”nı izlersiniz. En fazla “Fırfır yok” diye isyan edebilirsiniz. Üstelik sezon başına “3 teknik direktör” ortalamasıyla olayı da rezalet boyutuna taşırsınız. Hakem 65. dakikada Gökhan’ı haksız yere oyundan atmasa şu maçın da kazanılma ihtimali yoktu. Gerçi 10 kişi kalan rakiplerini bile mucize eseri yendiler.