AKŞAM, “FETÖ’cüye kıyak, mülteciye dayak” manşetiyle duyurduğu insanlık dışı olayı yerinde inceledi. Yunan polisi, 4 Kasım’da işkence uyguladığı 252 düzensiz göçmeni push-back adı verilen ‘geri itme’ yöntemiyle Meriç Nehri’nden Türkiye tarafına gönderdi. AKŞAM, Edirne İl Göç İdaresi’nde barınan düzensiz göçmenlerin neler yaşadığını onların ağzından dinleyip Yunan polisinin acımasız uygulamasının izini sürdü. Umut yolcuları yaşadıklarını AKŞAM Gazetesi Haber Müdürü Özkan Tamirak ile Muhabir Bülent Şanlıkan’a anlattı.
İnsan tacirleri son dönemde organizasyon yapabilmek için sosyal medyayı kullanıyor. Kişinin parası yoksa karşılığında değerli eşyalarını insan tacirlerine kaptırıyor. Umut yolculuğunun fiyatı ise bin ila 2 bin dolar arasında değişiyor. Güvenlik güçleri Yunan polisinin haftada bin 500’ün üzerinde düzensiz göçmeni Meriç’ten Türkiye topraklarına bıraktığını açıkladı.
İçişleri Bakanlığı Edirne Göç İdaresi’ne bağlı kampa getirilen düzensiz göçmenler hakkında 6 ay, gerektiğinde 1 yıl süreli idari gözetim kararı alınabiliyor. Bu süre içinde kişilerin her türlü barınma, yiyecek, ihtiyaçları karşılanıyor. Acil sağlık hizmeti verilen merkezde 24 saat sıcak su imkanı bulunuyor. Günde 3 öğün yemek yiyen düzensiz göçmenler için ihtiyaç halinde giyecek de temin ediliyor.
Toplanma merkezinde kişiler havalandırma saatlerinde basketbol, futbol ve çeşitli spor aletlerinin olduğu alanlarda sosyal aktiviteler yapabiliyor. Merkezde kadınlar için ayrı bir barınma alanı bulunmakta öğretmenler ile özel olarak hazırlanmış odalarda çeşitli el işi aktiviteleri yapabiliyor. Kütüphane, psikolog desteği ile sabit telefon hizmeti de veriliyor.
Afganistanlı Meraç Hacezade (21): “Yola çıkarken yaklaşık 300 kişiydik. Van’da bizi bir kaçakçı karşıladı. Bin dolara anlaştık. Yunanistan’a gece botla geçtik,yakalandık. Polis, her şeyimizi aldı. Bizi nehir kenarına getirdikten çoluk çocuk gözetmeksizin dövüp Türkiye tarafına bırakıp kaçtılar. Türk askeri yemek ve su verdi.”
Mısırlı Ahmet Cuma (31): “İnternet üzerinden kaçakçıyla irtibata geçip bin dolar verdim. Yunanistan’a geçince polis üzerimdeki eşyaların hepsini zorla aldı.”
Mısırlı Hamdi A. Abdukerim (32): “Yunanistan’a geldikten sonra çok ağır işkencelere maruz kaldık. Elleri eldivenli polisler bizleri dövdü. Bizi önce nehrin ortasında bıraktılar, ilaçlarımızı bile aldılar. Dünyaya sesleniyorum; Asıl insan haklarını Avrupa ihlal ediyor.”
Pakistanlı Kasım Omer (25): “Yolculuk için bin euro para verdim. Gece nehri botlarla geçtik. Yunan askeri 250 kişiyi dövüp botlarla Türkiye tarafına attı.”
Afganistanlı Abdulhakim Emiri (19): “Para yerine elimizdeki traktörü kaçakçıya verdik. Meriç’ten Yunanistan’a kaçtım. Polis yakaladı, döverek bizi Türkiye tarafına attı. İyi ki de atmışlar. Yunanlılardan canımızı zor kurtardık.”
Suriyeli genç kız: “Büyük bir odada 150 kişi üst üste durduk. Çok pis kokuyordu. Yunan polisi ‘kampa götüreceğiz’ dedi. Bizi dövüp taciz ettikten sonra botlara bindirip Türkiye tarafına attı. Botta bile dövdüler, bazıları nehre düştü.”