"Allah bir nefes gibi yakın
Gökyüzü bir nefes kadar uzakta.
Gidecektir kâinatın son zerresine dek
Hürriyetiniz, bu toprakta".
Dağlarca, "Vatan Türküsü" şiirinde milletin istiklal davasını bu dizelerle anlatıyor. Bu topraklarda çağlar boyunca verilen mücadeleye, kahramanlara yürekten bir selam veriyor.
Bayrağı adında taşımak. Bir bayraktar gibi yaşamak ve kendini milletin öz değerlerine, özgürlüğüne adamak. Özdemir Bayraktar'ın hikâyesi artık bu adanmışlığın, bu uğurda verilen mücadelenin örneklerinden biri olarak nesilden nesile aktarılacak.
Bayraktar ve Akıncı sadece bir başlangıçtı. Türkiye'nin geleceği için, gençleri için ufuk ötesine tutulan bir ışıktı. Meşaleyi Özdemir Bayraktar yaktı ve evlatlarıyla omuz omuza bugünlere taşıdı. Kah memleketin dağlarında Mehmetçiğin yanı başındaydı kah heyecanla, aşkla üreten ekibinin arkasında.
Özdemir Bayraktar'ın hikâyesi yakın tarihin yarım kalan sayfalarının da tamamlanmasıydı. Unutturulmaya çalışılan isimlerin yeniden hatırlanmasına ve haklarının teslim edilmesine imkân sağladı.
Gençler Vecihi Hürkuş'u, Nuri Demirağ'ı tanıdı. İlham verici öyküleri zihinlere kazındı. Baykar Savunma'nın milli SİHA'ları göklerde ve kardeş coğrafyalarda sayısız destan yazdı. Mazlumların umudu, düşmanın kâbusu oldu. Bu başarı Nuri Demirağ'ı da haklı çıkardı, çünkü o "zafer süngünün ucunda değildir. Zafer kartalı süngünün ucundan kalktı, havalandı, tayyare kanadının üstüne kondu" demişti
Türkiye bugün milli teknoloji hamlesiyle geleceğe yürüyorsa TEKNOFEST kuşağının gençleri heyecanla çalışıp üretiyorsa ve ay yıldız göklerde ışıl ışıl parlıyorsa, bunda Özdemir Bayraktar'ın payı büyük Türk milleti onu adı daima dualarla ve minnetle ile anacak.