Probiyotikli ürünlerin Türkiye’de yeni yeni tanınmaya başladığını ifade eden Mehmet İrmeşe, “Probiyotikler doğada ve vücudumuzda bulunan yararlı bakterilerden ibarettir. Doğal ortamları düşündüğümüzde probiyotikler olması gerektiği kadar var. Bunun karşılığı olarak da zararlı bakteri dediğimiz patojenler var. Bu zararlı ve yararlı bakteriler belli bir oran içerisinde insanların sağlıklı yaşamasını sağlıyor. Bilhassa şehir hayatına baktığımızda egzoz dumanları, fabrika atıkları, evlerde kullandığımız kimyasal ve benzeri unsurlar yararlı bakterilerin yok olmasına, zararlı bakterilerin de çoğalmasına sebebiyet veriyor. Artık yavaş yavaş hayatımızda, çocuk mamalarında, gıda takviyelerinde ve çeşitli ürünlerde probiyotikleri kullanmaya başladık. Bizler de temizlik ürünlerinde probiyotikli ürünler üreterek vatandaşımızın kullanımına sunduk. Her ne kadar tükettiğimiz ürünlerde probiyotik olmuş olsa da, ev veya bulunduğunuz ortamlarda kimyasal ürün kullanıldığında hiçbir faydasını göremeyiz” dedi.
"BİR KEZ SIKTIĞINIZDA MİLYONLARCA PARÇAYA BÖLÜNÜYOR"
Probiyotik olarak ürettikleri 17 çeşit kişisel bakım ve temizlik ürünü mevcut olduğunu belirten Mehmet İrmeşe, “Kişisel bakım ürünleri içerisinde anti alerji spreyimiz var. Alerjisi olan herkes için son derece faydalıdır. Özellikle gece yatak odasında kullanıldığında sabah çok rahat bir ortam hissiyle uyanmış olunuyor. Bu anti alerji spreyi havada çoğalan probiyotiklerden oluşmaktadır. Bir kez sıkıldığında milyonlarca parçaya bölünüyor. Evimizde hiç ulaşamadığımız köşelere ulaşıyor. Temiz bir havada uyumamızı ve uyanmamızı sağlıyor. Astım ve KOAH hastaları sürekli nefes darlığı çekiyorlar. Bunun sebebi ise, havadaki ortamdır. Bunlar nefes darlığına sebebiyet veriyor. Bu ortamı temizlediğimizde insanlar daha rahat nefes alabiliyor. Bunlar bir ilaç değil, temizlik ve kişisel bakım ürünüdür” diye konuştu.
"72 SAAT ETKİLİ SABUN"
Bugün bakıldığında virüs ve mikropların ellerden bulaşma oranının çok yüksek olduğunu ifade eden İrmeşe, “Kimyevî ürünlerden üretilmiş sabunları kullandığımızda kısa süreliğine temizlik sağlamış oluyoruz. Ancak bir yere dokunduğumuzda yine mikrobu vücudumuza almış oluyoruz. Probiyotikli sıvı el sabunu ise 72 saat boyunca elimizin temiz kalmasını sağlamaktadır. Dokunduğumuz yerlerden herhangi bir virüs veya mikrop bize bulaşmamış oluyor” şeklinde konuştu.
"VİRÜSE KARŞI PROBİYOTİKLİ ÜRÜNLER ÖNEMLİ"
Şu anda dünyanın gündeminde olan ve bir çok insanın hayatına mal olan korona virüsünün önlenmesi açısından probiyotiklerin önemini savunan İrmeşe, “Korona, Çin’den başlayan ve bütün dünyaya yayılan bir virüs olma özelliğini taşıyor. Bilimsel araştırmalara bakıldığında korona ile HIV virüsü aynı ailedendir. HIV virüsüne karşı probiyotik ürünlerin özellikle Rusya’da çok ciddi etkileri olduğu görülmüştür. Dolayısıyla korona virüsü de aynı aileden olduğu için bu virüse karşı kullanılacak probiyotikli ürünler virüsün önlenmesinde çok ciddi bir başarı sağlamaktadır. Ancak yanlış anlaşılmasın, virüslü bir hastayı iyileştirme gibi bir iddia yok. Böyle bir şey söz konusu da değildir. Çünkü ürünlerimiz bir ilâç değildir. Ama virüslü bir hastanın yanında bulunan sağlıklı bir kişiye bulaşmasını engellenebilmektedir. Probiyotiklerin koruyucu özellikleri vardır. Halkımızın da üzerinde durduğu ve özen gösterdiği anti alerji spreyi ve el jelidir. El jeli de elimize sıktıktan sonra sabunla yıkayıncaya kadar sizi temas veya hava ile bulaşabilecek bakterilere karşı korumaktadır. Bu iki ürünle virüslerden korunma imkânımız var. Duş jeli de aynı şekilde kıyafet veya çeşitli sebeplerle bulaşan bakterilere engel olmaktadır” diye konuştu.
İrmeşe, banyo, mutfak, leke çıkarıcı ürünlerle de probiyotiklerin günlük hayatın içerisinde yer almasını sağladıklarını söyledi.