Uzun bir aradan sonra herkese yeniden merhaba…
Kaygan Zemin'e bii sağlık arası vermiştik malum Kovid-19 hala hayatımızda…
Ama şimdi hazırsak Kaygan Zemin'e kaldığımız yerden devam edelim…
Bu bölümün konusu için uzun süredir düşündüm, taşındım ve bugün konuşmaya karar verdim. Biliyorsunuz biz yani Z kuşağı sürekli eleştiriliyor. Evet, biz dijital dünyanın çocuklarıyız ama bu ayrı bir konu zaten daha önce bunu konuşmuştuk…
Şimdi malum Kovid-19 yüzünden evlerdeyiz. Sürekli ya bilgisayar ya tablet ya da telefon ekranlarının başındayız…
O kadar çok oyun oynuyoruz ki hatta ben de oynarken şunu düşündüm: Biz mi oyun oynuyoruz, oyun mu bizimle oynuyor?
Bir gün 24 saat, bin 440 dakika ve 86 bin 400 saniyeden oluşuyor… Boşa harcadığımız dakikaları hiç düşündünüz mü?
Bu dakikaları toplasak bir havuz problemine çevirsek bu işin içinden çıkamayız sanki…
Oyun oynarken zamanımızı boşuna mı harcıyor oluyoruz ya da kitap okuyunca zamanımız dolu dolu mu geçiyor?
Karmaşık bir konu ama bence okuduğumuz kitapta oynadığımız oyun da önemli.
Neyse neyse bu konuyu burada noktalayalım ama öncesinde tahtaya şu soruyu bırakıyorum:
He bu arada eleştirmiyorum, karışmıyorum ve irdelemiyorum sadece bir soru bıraktım.
Editör-Kurgu: can.yildiz@turkmedya.com.tr