Her küresel çatışmada önümüze sunulan bir ihtimal var.
Hem Rusya-Ukrayna hem de İran-İsrail geriliminde nükleer bombalar yüksek sesle konuşulmaya başlanmıştı.
Peki, bu ihtimalden vazgeçilmesi neden önemli?
Cevap 80 yıl öncesinde saklı.
Tam 80 yıl önce takvimler 6 Ağustos 1945'i gösteriyordu.
Gün daha yeni ağarmıştı saat sabah 8.15'ti.
Amerika'nın Little Boy'u gökyüzünden görüldü.
Ve saatler bir daha ilerlemedi.
Patlamanın etkisiyle saatler durmuştu.
Bomba çapı iki yüz metreyi aşan bir ateş topu oluşturdu.
Kör edici bir ışık ve korkunç bir ses.
Japonya'nın Hiroşima şehri ilk atom bombasıyla yerle bir oldu.
Patlamada birçok kişi anında buharlaştı, yüzbinlerce kişi hayatını kaybetti.
Ve etkileri bugün hala hissediliyor.
Hiroşima ve Nagazaki'ye atılan atom bombaları II. Dünya Savaşı'nı bitirdi dendi.
Evet, savaş sona ermişti ama nükleer kıyamet bir kez şişeden çıktıktan sonra bir daha geri sokulamadı.
Süper güçler arasında Soğuk Savaş devam ederken masada hep nükleer seçenek tehdidi vardı.
Şimdi anma töreninde konuşan Belediye Başkanı Matsui'nin dediği gibi "Gerçekten barışçıl bir dünya için nükleer silahların ortadan kaldırılması konusunda toplumsal bir uzlaşı inşa etmeliyiz".
Yani tarihin acı derslerini görmezden gelmemeliyiz.