Dijital ile TV'ye iş yapmak arasında fark olduğunu söyleyen Damla Sönmez, "Dijital hem hikâyenin bütününü bilmek adına hem de gün içinde daha az sayfa çektiğimiz için herkes için çalışması daha kolay işler" diyor.
22 yıldır sektörde olduğuna da değinen Damla Sönmez ekranlardan kendini izlediğini söyledi. "Kamera önünde yalnızsınız. O sırada reaksiyon alamadığınız için ne yaptığınızı tam olarak bilemiyorsunuz. Tecrübemi artırmak ve sağlamasını almak için bakıyordum. Ben hiçbir zaman 'Kendimi izleyemem' diyenlerden olmadım. Bu olmaz zaten! Yarattığım şey benim, onu kontrol etmem lazım... Ne olduğuna bakmadan onu seyirci ile buluşturmak bence saygısızlık. Yani bu kendimi beğenerek izliyorum falan değil. Hatta en başlarda futbol maçı izler gibi kendimi nefret ede ede izledim" şeklinde konuşan Damla Sönmez, yıllar geçmesine rağmen sokakta kendisine ya Gülru ya Efsun diye seslendiklerini dile getirdi.
Çukur'a 3. sezonda dahil olduğunu ve Efsun karakterini çok sevdiğini söyleyen Damla Sönmez, "Çukur benim özel hayatıma kadar etki eden bir iş oldu. Ben 33 yaşındaydım ve oğlan çocuğu gibiydim. Efsun'dan sonra giyimim değişti" dedi.
Çırak'ın ikinci sezonunu çekmeyi çok istediklerini söyleyen Damla Sönmez, Ozan Akbaba ile çalışmanın keyifli olduğunu sözlerine ekledi. Kendisiyle en çok gurur duyduğu işin Sibel filmi olduğunu dile getiren Damla Sönmez, yapımcı olarak da hayalleri olduğundan bahsetti.