Baklavanın raf ömrünün ortalama bir hafta olduğunu belirten Fitoterapi Uzmanı Dr. Ümit Aktaş: ´Bir baklavacı nişasta bazlı şekerle baklava yaptığı zaman bir ay boyunca baklavasını ´çıtır çıtır, taze baklava´ diye satar ve o baklava bozulmaz. Ayrıca nişasta bazlı şeker tat bağımlılığı yapar. Nişasta bazlı şeker bulunan bir ürün yediğiniz zaman, hep ondan yemek istersiniz. Tuzlu bisküvinin içerisine bile nişasta bazlı şeker kullanırlar´ diye konuştu. Ümit Aktaş, “Nişasta bazlı şeker içeren bir ürün tüketildiği zaman kan şekeri hızlı bir şekilde yükselir ve damak tadı bağımlılığı yaptığı için siz yedikçe daha çok yemek istersiniz. Böylece normalden çok daha fazla şekere maruz kalırsınız. Şeker pek çok hastalığın altında yatan sebeptir. Bugün modern tıbbın tedavi edemediği kronik dejeneratif hastalıklardan, bağırsak hastalıklarına kadar pek çok hastalık şekerle ilişkilendirilir dolayısıyla nişasta bazlı şekerden uzak durmamız gerekir´ uyarısında bulundu.
´MALİYET AZALTMAK AMACIYLA BUNU YAPIYORLAR´
Nişasta bazlı şekerin ürünü sertleştirmek ve şeker kullanımından tasarruf etmek için kullanıldığını söyleyen pastane işletmecisi Şafak Özkum, ´Bir ürüne beş kilo şeker kullanması gerekiyorsa glikoz kullandığı zaman bir kiloya düşüyor. Maliyet azaltmak amacıyla bunu yapıyorlar. Glikoz giren bir şey kolay kolay şekerlenmez. Eğer bir ürün çabuk şekerleniyorsa bilin ki o ürün daha orijinaldir, katkı maddesi yoktur. Pastaneye gittiğiniz zaman ´bu şekerlenmiş bunu almayalım´ dediğiniz ürünler aslında iyidir. Ama bir baklavaya, şekerpareye glikozlu bir şerbet kullandığınız zaman daha canlı gözükür. Normal şekerden yapıldıysa eğer glikoza göre daha mat durur´ ifadelerinde bulundu.