Olay, 30 Aralık 1993 yılında Bolu’nun Mengen ilçesinde meydana geldi. İddiaya göre, Mengen Lisesi’nde ortaokul son sınıf öğrencisi olan İbrahim Akkaş (41), derste arkadaşlarıyla konuştuğu gerekçesiyle Fen Bilgisi öğretmeni Erdal Yüce tarafından dövüldükten sonra teneffüste okul müdürü Zihni Yetkin’in yanına götürüldü.Okul müdürü tarafından başı duvara vurularak tekme tokat dövülen İbrahim Akkaş, tekrar sınıfına gönderildi. Olaydan 2 saat sonra şiddetli baş ağrısı yaşayan İbrahim Akkaş, ders sırasında fenalaşarak bayıldı. Okul yetkililerinin aileye haber vermesi üzerine Akkaş, ailesi tarafından İzzet Baysal Devlet Hastanesi’ne götürüldü. İbrahim Akkaş’ın burada yapılan muayenesinde beyin kanaması geçirdiği tespit edildi. Ameliyatın ardından 6 ay boyunda hastanede kalan İbrahim Akkaş, bitkisel hayata girmesi sonucu felç kalarak yatağa mahkum oldu.
Ailenin şikayeti üzerine haklarında dava açılan fen bilgisi öğretmeni Erdal Yüce ve okul müdürü Zihni Yetkin, Bolu 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nde yargılandıkları davada, hapis cezasına çarptırıldılar. 3 ay 10 gün hapis cezası alan Erdal Yüce’nin cezası ertelenirken, 12 yıl hapis cezası alan okul müdürü Zihni Yetkin, 4 yıl 8 ay tutukluluk süresinin ardından tahliye edildi.
“Ne müdür ne de öğretmen doktora götürmemiş”
26 yıl boyunca hayatını oğlu İbrahim’e adayan baba Hüsamettin Akkaş, oğlunun başından geçenleri şu şekilde anlattı:
“1993 yılı 30 Aralık tarihinde Fen Bilgisi dersi öğretmeni, ‘Çocuklar şu ödevlerinizi yapın, serbestsiniz’ diyor. Bunlar yapmış veya yapmamış, arkadaşlarıyla yılbaşında nasıl eğleniriz, ne yapacağız diye sohbet etmişler. Arkasından önüne döndüğünde 3 tokat patlıyor. Çocuk da suçu olmadığı için tepki gösteriyor. ‘Ben niye 3 tokat yedim’ diye hocasına soruyor. Hoca da, ‘Konuşma sen. Teneffüste idareye gel’ diyor. ‘3 tokatı yedim, niye yediğimi söylemiyorsun. Ben suçumu bileyim, öyle gideyim idareye’ diyor. Teneffüste çocuğum aile terbiyesinden dolayı bırakıp gitmiyor, idareye gidiyor. Orada da okul müdürü duvara vuruyor, yumruk vuruyor. Beyin kanaması geçiriyor. İki ders boyunca İbrahim’in bir şeyle ilgisi olmuyor. Baş ağrısı yapıyor. Beyin kanaması oluyor. Aspirin yutuyor, Aspirin de kanamayı hızlandırıyor. İbrahim, geç kalışı nedeniyle bu halde. Ne okul müdürü ne de döven öğretmen doktora çıkarmıyorlar.´
“Başka İbrahim’ler olmasın istiyoruz”
Yaşadıklarını kimsenin anlayamayacağını söyleyen baba Akkaş, sorumluların tekrar cezalandırılmasını isteyerek, “Şimdi tam 26 sene bitecek. Biz İbrahim ile mücadele ediyoruz. Onlar da hiçbir ceza aldı sayılmaz. Birine 3 ay 10 gün verdiler, tecil ettiler. Birine de 12 sene verdiler. 12 senenin 4 yıl 8 ayını açık cezaevinde sabah çıktı, akşam girdi otel gibi, maaş aldı. İş verdiler. Biz, Milli Eğitim Müdürlüğü’nü de mahkemeye verdik. Ortaokul olduğu için olmuyor dediler. Mağdur olan biziz. İbrahim de 26 senedir yatakta. Tedavisi de yok. Bunu kelime ile anlatmak mümkün değil. Bunu yaşamayan anlayamaz. Allah kimsenin başına vermesin. Kolay bir şey değil. Çeken bilir. Bunların ceza almasını isteriz. Başka İbrahim´ler olmasın istiyoruz. Türkiye’de adalet, kanun varsa bunların cezasını çekmesini isteriz. Diğer İbrahim´ler de böyle bir şeye uğramasın” şeklinde konuştu.
“Ağır geliyor”
Olayın üzerinden geçen 26 yıllık sürede yaşlandıklarını ve güçlerinin yetmediğini ifade eden anne Mahinur Akkaş, “26 sene deyince kısa oluyor. Yani yaşadığınız zaman uzun bir süre. Her şeyi her şekilde yaşıyorsun. Yaşadık da, yaşıyoruz da. Zor. Olayın olduğu zaman biz gençtik. O zaman gücümüz kuvvetimiz yetiyordu ama şimdi yaşımız ilerledi. Ağır geliyor. Gücün yetmiyor” dedi.
“Ceza benim oğlum ayağa kalkana kadar olmalıydı”
Okul müdürü ve öğretmen hakkında tekrar dava açmak istediğini söyleyen anne Akkaş, “Ben biraz uğraştım davayı açmak için. Toparladım tekrar belgeleri. Davayı yeniden açmayı düşünüyorum. Tekrar görülsün istiyorum. Bazı davalar zaten tekrardan açılıyor. O zaman açtığımız davada 4 yıl 8 ay yattı ama ben 4 yıl 8 ayın fazlasını istiyorum. Aslında ceza benim oğlum ayağa kalkıp konuşana kadar olacaktı ama olmadı, kısa kestiler” dedi.