Tarih boyunca Sümer, Akad, Babil, Hitit, Asur, Urartu, Roma, Abbasi, Selçuklu ve Osmanlı´nın da aralarında yer aldığı 25 medeniyete ev sahipliği yapan alanda, ´Ilısu Barajı ve HES Projesi Etkileşim Alanında Kalan Kültür Varlıklarının Belgelenmesi ve Kurtarılmasına Yönelik Çalışmalar´ kapsamında Mardin Müze Müdürlüğünce 2012 yılında başlatılan arkeolojik kazı çalışmalarının 3´üncü sezonu tamamlandı.
Yaklaşık 2,5 hektarlık höyükte yüzde 15´i tamamlanan kazılarda elde edilen bulgularla, Epipaleolitik dönemden Geç Çanak Çömlek Öncesi Neolitik dönem B evresine kadar geçen süreci içeren 6 tabaka tespit edildi.
Ev tabanlarının altına, dizleri karınlarına çekik ana rahmindeki biçimde yeniden doğuş inancı ile erkek, kadın ve çocuk bireylerin gömüldüğü 69 mezarda 118 bireye ait iskelete ulaşılan kazılarda, 4 steli bulunan ve Neolitik döneme ait 11 bin 300 yıllık olduğu tahmin edilen tapınak gün yüzüne çıkarıldı.
İskeletlerin yer aldığı mezarda Neolitik dönemde yaşayan toplulukların geleneklerini betimleyen serpantin, kireçtaşı, klorit, kumtaşı, kemik, obsidyen, fosfat, bakır, malakit ve değişik çay taşları kullanılarak yapılan boğa, geyik, leopar, yılan, akrep ve yaban keçisi gibi çeşitli şekillerde yaklaşık 20 bin boncuk ile kemer ve tokaları, kemik kakmalı süs eşyası, düğme, küpe ve değişik süs eşyaları bulundu.
Buluntular, Boncuklu Tarla´nın Mardin yöresi Çanak-Çömleksiz Neolitik dönem açısından günümüze kadar tespit edilen ilk yerleşim yeri olduğunu, hem Yukarı Dicle bölgesi hem de Kuzey Mezopotamya Neolitikleşme süreci üzerine önemli bilgilere ulaşılmasını sağladı.
Boncuklu Tarla kazılarının bilimsel danışmanlığını yürüten Mardin Artuklu Üniversitesi Arkeoloji Bölümü Dr. Öğr. Üyesi Ergül Kodaş, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Kocaeli Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölüm Başkanı Prof. Dr. Ayşe Tuba Ökse başkanlığında 2012 yılında başlayan kazılarda 3´üncü sezonu tamamladıklarını söyledi.
Yaklaşık 50 işçi, 15 arkeolog ve restoratör ile geniş bir alanda çalışma yapıldığını ifade eden Kodaş, Boncuklu Tarla´nın 2008´deki yüzey araştırmasında tespit edildiğini, çok fazla boncuk bulunması nedeniyle yörede yaşayanların alana bu ismi verdiğini belirtti.
Kodaş, höyüğün yaklaşık 2,5 hektar olduğunu, 3 bin metrekareden geniş bir alanda kazı yapıldığını dile getirerek, bu sezon çalışmaların yaklaşık 1,5 ay sürdüğünü aktardı.
´Alanın tamamını düşündüğümüzde yaklaşık yüzde 15´i tamamlandı.´ diyen Kodaş, bölgenin, kazıların yıllarca sürmesi gereken bir yerleşim yeri olduğunu vurguladı.
Kodaş, şu bilgileri verdi: ´Çalışmalar, yerleşim yerinin milattan önce 12 binlerde ilk kez iskan gördüğünü, yaklaşık 7 binlerde ise terk edildiğini gösteriyor. Özellikle milattan önce 8 binlere ait çok fazla buluntu var. Çok sayıda mezar ve mimari kalıntı açığa çıkarıldı. Değişik hayvan başlarının tasvir edildiği boncuk objeler bulundu. Çok sayıda mezarda 100´ü aşkın iskelet açığa çıkarıldı. Kazılarda 20 binin üzerinde boncuk tespit edildi. Boncuklar mezarlarda iskeletler üzerinde bulundu. Daha çok süsleme amaçlı olduğunu, burada 12 bin yıl önceden bu yana süsleme yapıldığını düşünüyoruz.´
Kazılarda avcı toplayıcı toplulukların yerleşik hayattan, üretici topluma geçiş aşamasına dair önemli bilgiler elde ettiklerini aktaran Kodaş, ´Buğdayın, arpanın evcilleştirilmesi süreci üzerine önemli bilgiler veriyor. Hayvanlara yönelik yaptığımız analizler, yine burada keçi ve koyunun evcilleştirilmesine ilişkin bilgi edinmemizi sağladı. Avcı toplayıcıdan yerleşik hayata, yerleşik hayattan da besin üretimine geçen topluma dair çok önemli bilgiler elde edildi.´ diye konuştu.
Mardin Müzesinde görevli arkeolog Necla Tur da binlerce yıl öncesine ait objeleri alandan topladıktan sonra özenle temizlediklerini belirterek, ´Dokümantasyon ve fotoğraflama işleminin ardından müzeye teslim ediyoruz. Buluntular müzede muhafaza altına alınıyor.´ dedi.