Başkan Erdoğan´ın konuşmasından satır başları:
Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemine geçtikten sonra, yürütmenin faaliyetlerini 100 günlük periyotlar halinde takip etmeye başladık. Birinci ve ikinci 100 günlük icraat programlarımızı milletimiz ile paylaştık. Bakanlıklarımızın ve kurumlarımızın icraatlarının takibini, Cumhurbaşkanı Yardımcımız vasıtasıyla, çeyrek dilimler halinde sürdürdük.
Yılda iki defa da bu değerlendirmeyi şahsen milletimizle paylaşacağımızı kamuoyuna açıklamıştık. Bugün, 2019 yılının toplu değerlendirmesini yapmak ve 2020 çalışmalarımızı paylaşmak için sizlerle birlikteyiz.
Yetkiyi doğrudan milletten alan bir hükümet olarak, yaptıklarımızın hesabını milletimize vermek en başta gelen görevimizdir. Bilindiği gibi, yeni yönetim sistemimizin en büyük özelliği, eskiden çok ciddi zaman ve enerji kaybına yol açan düzenlemelerin, hızlı ve etkin şekilde yapılabilmesine imkan sağlamasıdır.
İtimadın takip ve kontrole mani olmadığı anlayışıyla, bakanlıklarımızın ve kurumlarımızın faaliyetlerini yakından izliyoruz. Böylece aksaklıkları ve eksiklikleri vakitlice belirleyerek, çözüm yolları bulma ve hızlıca hayata geçirme imkanı elde ediyoruz. Önümüzdeki dönemde de çeyrek dilimler halinde takibi, her 6 ayda bir de sonuçları milletimizle paylaşmayı sürdüreceğiz.
Bundan yaklaşık 9 yıl önce, 2011 yılında 2023 hedeflerimizi milletimizin takdirine sunmuştuk. 2023 hedefleri, o günden bugüne tüm çalışmalarımızda bizim için bir yol haritası, bir pusula görevi görmüştür. Türkiye´nin 2023 yürüyüşü, içeride ve dışarıda pek çok kesimi rahatsız etmiştir.
Dikkat ederseniz, ülkemize yönelik saldırılar, bu süreçte, tarihte eşi benzeri görülmemiş bir şekilde artmış ve çeşitlenmiştir. Yaşadığımız bu kesintisiz saldırı döneminin amacının, ülkemizi 2023 hedeflerine ulaşmaktan alıkoymak olduğu açıkça ortadadır.
Hamdolsun, Allah’ın yardımı ve milletimizin desteğiyle, bu saldırıların hepsini de boşa çıkardık. Sokaklarımızı kaosa teslim etmedik. Terör örgütlerine boyun eğmedik. Meydanı darbecilere bırakmadık. Ülkemizin güney sınırları boyunca kuşatılmasına rıza göstermedik. Ekonomik tetikçilere de teslim olmadık.
Evet, çok büyük bedeller ödedik, çok acı kayıplar verdik, çok sinsi tuzaklarla karşılaştık, ama hepsinin de üstesinden gelmeyi başardık.
2019 yılı, işte bu sıkıntıları tüm ağırlığıyla hissettiğimiz bir yıl oldu. Türkiye için yazılan senaryolarda 2019, bir yıkılış ve teslim oluş yılı olarak öngörülmüştü. Rabbimize binlerce şükürler olsun ki, biz 2019 yılını yeniden yükseliş yılı haline dönüştürdük.
Milli birlik ve beraberliğimizi daha da güçlendirdik. Terör örgütlerini sınırlarımızdan uzaklaştırdık. Darbecilere dünyayı zindan ettik. Sınırlarımız boyunca kurulmaya çalışılan terör koridorunu parçaladık. Ekonomimize kurulan tuzakları bozarak, yeniden hedeflerimize odaklandık.
Şimdi de, hem büyümeyi, üretimi, ihracatı, istihdamı güçlendirerek, hem Akdeniz başta olmak üzere uluslararası alandaki haklarımıza sahip çıkarak, yeni bir şahlanış döneminin kapılarını açıyoruz.
Bu bakımdan 2019 yılı icraat sonuçları, Türkiye’nin en zor şartlarda bile neler yapabileceğini gösteren bir başarı hikayesidir.
İnşallah 2020 yılında, her alanda çok daha fazlasını gerçekleştirerek, milletimize bize verdiği hasbi destek ve yaptığı fedakârlıklar için borcumuzu ödemeye çalışacağız.
Bu büyük milletin, şartlar ne olursa olsun, istiklali ve istikbali için destan yazmaya devam edeceğini, içeride ve dışarıda herkese göstereceğimiz bir yıla giriyoruz. Dört gözle Türkiye’nin tökezlemesini ve yere kapaklanmasını bekleyenleri hüsrana uğratmayı sürdüreceğiz. Bunu yaparken, kendimizi sürekli muhasebeye çekmeyi ihmal etmiyoruz. Bu anlayışla, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin birinci yılı vesilesiyle, yeni yönetim sistemiyle ilgili kapsamlı bir değerlendirme yaptık.
Sonuçta, ifade edilen sorunların yüzde 98’inin yeni yönetim sisteminden değil, eski sistemin alışkanlıklarıyla iş yapma eğiliminden kaynaklandığını gördük.
Bu tespit ışığında, tıkanıklık noktalarını çözecek bir dizi tedbir geliştirerek, adım adım hayata geçirmeye başladık. Aynı şekilde önümüzdeki dönemle ilgili orta ve uzun vadeli planlarımızı hazırladık.
Meclisimiz tarafından da kabul edilen 11’inci Kalkınma Planımız, 2019-2023 dönemini kapsayan orta vadeli yol haritamızdır.
“Daha fazla değer üreten, daha adil paylaşan, daha güçlü ve müreffeh Türkiye” şiarıyla hazırladığımız bu planı, yıllık programlar ve çeyrek dönemlik izlemeler vasıtasıyla adım adım uygulayacağız.
Geçtiğimiz yılı, zor ama bir o kadar da verimli çalışmalarla kapattık. Şöyle bir genel tabloya baktığımızda, 2019 yılı icraat programlarında yer alan bin 451 eylemin bin 161’ini tamamlandığımızı görüyoruz.
Bütçe konusundaki tüm sıkıntılara rağmen, 2019’un birinci yarısındaki eylemlerde yüzde 98, ikinci yarısındaki eylemlerde ise yüzde 89 gerçekleşme oranı yakaladık. Bu eylemlerin hayata geçmesi için yaklaşık 68 milyar lira bütçe kullandık.
Biliyorsunuz, hükümete ilk geldiğimizde Türkiye’yi 4 sütun üzerinde yükselteceğimizin sözünü vermiştik. Bunları da eğitim, sağlık, adalet ve emniyet olarak belirtmiştik.
Gerek Türkiye genelinde, gerekse illerimizde hayata geçirdiğimiz icraatları da hep bu önceliklere göre anlatmayı tercih ettik. Şimdi de 2019 yılı değerlendirmesini aynı şekilde yapacağız. Bunun için eğitimle başlıyoruz.
Geçtiğimiz 17 yılda eğitim-öğretimde, öncelikle altyapıyla ilgili eksikleri gidermenin gayreti içinde olduk. Çocuklarımızı 70-80 kişilik sınıflardan kurtarmak ve üniversite kapılarında yaşanan yığılmaları önlemek için kolları sıvadık. Öğretmen sayısını 652 bin ilaveyle 947 bine çıkardık. Derslik sayısını 316 bin ilaveyle 589 bine yükselttik.
Üniversite sayısını 131 ilaveyle 207’ye, akademik personel sayısını 98 bin ilaveyle 169 bine ulaştırdık. Üniversitelerimizdeki öğrenci sayısı ise 1,6 milyondan 8 milyona tırmandı.
Gençlerimize, ailelerine yük olmadan üniversite eğitimlerini tamamlayabilmeleri için her türlü desteği veriyoruz. Yıllarca protestolara konu olan üniversite harçlarını kaldırdık.
Lisans öğrencilerimizin kredi-burs desteğini yılbaşı itibariyle 550 liraya, yüksek lisansta bin 100 liraya, doktorada ise bin 650 liraya yükselttik.
Yurtlarda kalan öğrencilere aylık 420 lira da beslenme yardımı yapıyoruz. Öğrencilerimizin barınma sorununu çözmek için yurtlardaki yatak sayısını 182 binden 677 bine ulaştırdık. Bu yılın ilk yarısında 13 bin 750 yatak kapasiteli 21 adet yurdu daha hizmete açıyoruz.
İlk ve ortaöğretimde hiçbir ayrım gözetmeksizin tüm öğrencilerimize ders kitaplarını ücretsiz olarak veriyoruz. Okullarımızın hangi alanda desteklenmesi gerektiğini gösterecek Okul Profili Değerlendirme Sistemini 2019’da oluşturduk ve üç ay içinde hayata geçiriyoruz.
2019 yılında, ezberlemeyi değil tasarlamayı, analitik düşünmeyi ve üretkenliği teşvik eden 5 binden fazla Tasarım Beceri Atölyesini okullarımızda hizmete açtık. İlkokul, ortaokul ve lise düzeyinde, bu yılın ilk altı ayında 2 bin adet ve izleyen dönemde 10 bin adet daha Beceri Atölyesi kurmayı planlıyoruz.
Mesleki eğitim-öğretim merkezlerini güçlendiriyoruz. Bu okullarda çıraklık, kalfalık ve ustalık eğitim-öğretimi alan gençlerimizin, fark derslerini yine aynı yerlerde vererek lise diplomasına sahip olabilmelerinin önünü açıyoruz.
Savunma sanayi, otomotiv, biyoteknoloji ve uzay-havacılık gibi alanlarda teknik iş gücü yetiştirilmesine 2019 yılında daha çok öncelik verdik.
Geleceğin mesleklerini şekillendirecek olan öğretmenlerimizin hizmet içi eğitimlerini de ihmal etmiyoruz.
Özel eğitime ihtiyacı olan çocuklarımızın giderlerini, sosyal güvencesi olup olmadığına bakmaksızın karşılıyoruz.
Zihinsel ya da bedensel engelli, konuşma bozukluğu ya da öğrenme güçlüğü olan öğrencilerimiz için geçtiğimiz yıl 143 bin nitelikli eğitim materyali geliştirerek, 6 bin özel eğitim sınıfının kullanımına sunduk.
Dijital içerikli özel eğitim materyallerinin oluşturulmasına yönelik çalışmaları 2019’da başlattık, bu yıl erişime açıyoruz.
Önümüzdeki dönemde kaynaştırma eğitimi, özel eğitim sınıfları, evde veya hastanede eğitim hizmetlerimizi artırarak, engelleri eğitimle aşmaya devam edeceğiz.
Sağlık en büyük reformları gerçekleştirdiğimiz alanların başında geliyor. Vatandaşlarımızı hastane kapılarında eziyet çekmekten kurtaracak ve herkese insanca hizmet verecek bir sistem kurmaya çalıştık. Ülkemizde uygulanan genel sağlık sigortası ve sağlık hizmetleri kalitesi, tüm dünyaya örnek olacak düzeye geldi.
Geçtiğimiz 17 yılda hastane ve diğer yataklı tedavi kurumlarımızın sayısını 2 bin 600’den 5 bin 500’e yükselttik. Hastanelerimizin toplam yatak sayısını 240 bine, nitelikli yatak sayısını 145 bine çıkarttık. Doktor sayımızı 92 binden 161 bine, toplam sağlık çalışanı sayımızı ise 378 binden 1 milyon 25 bine yükselttik. Ülkemizde kişi başına yapılan sağlık harcamasını 19 liradan 140 liraya çıkartırken, vatandaşlarımızın ceplerinden yaptıkları harcama oranını yüzde 20’den yüzde 17’ye gerilettik.
Şu ana kadar Adana, Isparta, Mersin, Yozgat, Kayseri, Elazıgˆ, Eskis¸ehir, Manisa, Bursa ve Ankara Bilkent S¸ehir Hastanelerini milletimizin hizmetine sunduk. Bu yıl Konya Karatay, İstanbul İkitelli, Tekirdağ, Kocaeli ve İzmir Bayraklı Şehir Hastanelerinin açılışlarını da yapacağız. Ayrıca inşaatı devam eden 64 adet sağlık tesisini tamamlayarak hizmete açacak, 19 adet sağlık tesisinin daha inşaatına başlayacağız.