Zorlu bir çalışmanın ardından hiç bir canlıya zarar verilmeden hazırlanan bu özel müzede, eski Amerika Başkanı Harry Truman´ın 1950 yılının Şükran Günü´nde 2´nci Cumhurbaşkanı İsmet İnönü´ye hediye etiği hindinin iskeleti de yer alıyor.
Ankara Veteriner Anatomi Müzesi, 2013 yılında kapılarını açmıştı.Hiçbir canlıya zarar verilmeden oluşturulan müzede Türkiye’nin dört bir yanında bulunan milli park ve hayvanat bahçelerinde ölen hayvanlardan doldurulmuş örnekler, hayvan iskelet ve organları bulunuyor. Her yaştan ziyaretçinin ilgisini çeken örnek müze; fakülte öğrencileri için önemli bir tecrübe kaynağı oluyor. Mumyalama ve farklı bir çok teknikle hazırlanan iskelet ve organlar, aylar süren çalışmanın ardından müzeye kazandırılıyor. Bu sürece öğrenciler de dahil ediliyor.eski Amerika Başkanı Harry Truman´ın 1950 yılının Şükran Günü´nde 2´nci Cumhurbaşkanı İsmet İnönü´ye hediye etiği hindinin iskeleti de müzede bulunuyor.
´BU MÜZENİN OLUŞTURULMASINDA BİZE KENDİ ÖĞRENCİLERİMİZ DE ÇOK BÜYÜK DESTEK SAĞLIYOR´
Ankara Üniversitesi Veteriner Fakültesi Anatomi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Okan Ekim, bu müzenin Türkiye’de halk açık olan ilk ve tek veteriner anatomi müzesi olduğunu vurgulayarak, “Bu müzede her yaş için uygun farklı farklı örneklerimiz var iskeletlerden tutunda doldurulmuş örneklere farklı hayvan örneklerine birçok öğretici aynı zamanda eğitici örneği burada bulabilirler. Öğrencilerimize teorik derslerde verdiğimiz tüm bilgileri öğrencilerimiz uygulamalı bir sınıfmış gibi buraya inip burada birer bir eğitimini yapma, yaşayarak öğrenme şansı yakalıyorlar. Bu müzenin oluşturulmasında bize kendi öğrencilerimiz de çok büyük destek sağlıyorlar” dedi.
“500’ÜN ÜZERİNDE VE 75 FARKLI TÜRE AİT ÖRNEĞİMİZ MEVCUT´
Müzede anaokulları, ilkokullar ve ortaokullar için de ayrı eğitim programları yer aldığını belirten Ekim müzenin hazırlanmasında hiç bir canlıya zarar verilmediğini kaydederek, ´500’ün üzerinde ve 75 farklı türe ait örneğimiz mevcut. Burası yaşayan bir müze; burada her an örnekler bozulmaya devam ediyor. Bunların çok özel şartlarda insan sağlığına hiçbir zarar vermeyen ürünlerle, kimyasallarla sürekli bakımı gerekiyor. Dolayısıyla her ay müzeyi kapatarak hepsinin tek tek bakımını yapıyoruz. Yaşayan müzeyi sürekli yaşar halde tutmaya çalışıyoruz. Ziyaretçilerimizden yüzde 90’dan fazlasını çocuklar oluşturuyor. En çok gurur duyduğumuz özelliklerden biride şu; bu müzenin yapımında tamamlanmasında ve devam ettirilmesinde elde edilen bütün bu türlerde bir tane ortak özellik var biz hiçbir şekilde canlı bir hayvana zarar vermedik. Bu bizim en gurur duyduğumuz özelliklerimizin de başında geliyor” diye konuştu.
´İLK KEZ GEZDİĞİMDE BAYA ŞAŞIRMIŞTIM´
Veterinerlik Fakültesi 2. Sınıf öğrencisi Nail Mert, dönem dönem anatomi binası ve müze işlerine yardım ettiğini belirterek, “Bu müzeye katkı sağlıyorum hem de bir şeyler öğreniyorum. Normalde Türkiye’de olmayan türleri bile görebileceğiniz bir yer burası. Bu bakımdan çok değerli bir yer bizim için. Gelip burada çalışıp ya da ilgimizi çeken şeyleri inceleyebiliyoruz. Baya ilgilendiğim bir alan olduğu için veterinerlik fakültesi çok hoşuma gitti. İlk kez gezdiğimde baya şaşırmıştım. Türkiye’de olmayan örneklerde var çünkü görünce baya şaşırdım. Ondan sonra dersini alıp yapılışı görünce daha çok hoşuma gitmeye başladı bu olay. Müze 4 yılda ortaya çıktı. 4 yılda bence çok iyi bir iş başarmışlar” ifadelerini kullandı.
´Dokunduğumda gerçek olduğunu sanmıştım´
Müzeyi gezmeye gelen minik bir öğrenci ise burayı çok ilginç bulduğunu belirterek, “Burada en çok kaplanı sevdim birde yılanı. Evde bir hayvan beslemek isterdim, küçük yavru kurt beslemek isterdim. Kaplandan çok etkilendim. Buraya ilk defa geldim. Kaplan beni çok etkiledi. Dokunduğumda gerçek olduğunu sanmıştım. Arkadaşlarıma sizde gidin diyeceğim. Çok güzel bir yer diyeceğim” dedi.
Müze, hafta içi 09.00- 12.00 ile 13.30 – 17.30 saatleri arasında ziyaret edilebiliyor.