Türkiye'nin gurur kaynağıydı. Pek çok başarılı işe imza attı. Ama nasıl olduysa 'Türk Hava Kurumu'nun içi boşaltıldı. Kurum borç batağına sürüklendi. Bu milletin bir değeri, resmen değersizleştirildi.
Türk Hava Kurumu'ndaki çöküş 2009 yılında başladı. Daha öncede adı yolsuzluklara karışan kurumun başına eski Emekli Yümgeneral Osman Yıldırım getirildi. Osman Yıldırım Türk Hava Kurumu Vakfı ve 13 anonim şirket kurdu.
Kurulan 17 şirket üzerinden 17 ayrı bankadan 800 milyon lira kredi kullanıldı. Peki karşılığında ne verildi dersiniz? Tabi ki kurumun taşınmazları ve yangın söndürme uçakları. Dönemin Türk Hava Kurumu Başkanı Osman Yıldırım kurumun taşınmazlarını, uçaklarını ve araçlarını kredi karşılında bankalara ipotek edilmesinin önünü açtı.
İpotekler kurumun borç batağına batışını hızlandırdı. Mızrak çuvala sığmaz hale geldi.
2014 yılında Osman Yıldırım ve Gökçen Havacılık Genel Müdürü gözaltına alındı. Takvimler kasım ayını gösterdiğinde Yıldırım ve oğlunun da aralarında bulunduğu 5 kişi tutuklandı.
Ancak tutuklanmasına rağmen Osman Yıldırım'ın kurum üzerindeki etkisi sona ermedi. Daha önce kendisini Türk Hava Kurumu Mütevelli Heyeti Başkanlığı'na atayan Yıldırım kurumu cezaevinden yönetmeye devam etti. Hatta borç alınan bankalara ihtarname çekti, "Benden izinsiz ödeme yapamazsınız" dedi.
Osman Yıldırım kurumun içini boşaltmak için elinden geleni yaptı. Öyle ki Türk Hava Kurumu Üniversitesi'nin yönetimi ve rektörünü görevden alıp yerine kendi adamlarını getirdi. Karısının estetik cerrahını üniversitenin mütevelli heyeti başkanı olarak atadı. Aile üyelerini kurulan vakfın yöneticisi yaptı.
Yani yıldırım resmen Türk Hava Kurumu'nu aile şirketine çevirdi. Her borç kuruma bir pranga daha vurdu. Yeni yönetim adım atamaz hale geldi. O günlerde Yıldırım'dan sonra gelen yönetimin başındaki isim Vacit Öktem, Osman Yıldırım'ı hedef alarak " elimizi kolumuzu bağladı, bize Atatürk'ün emaneti olan kurumu kapattırmak istiyor" diye isyan etmişti.