Depremin hemen ardından, sevdiklerini toprağa veren Seyfeddin Yenice, bu zorlu süreçte kendisine yeni bir amaç bulma çabasına girmişti. Ailesini kaybetmenin verdiği derin acıya rağmen, başkalarına yardım elini uzatmaya karar verdi. Hafızlık ve Kur'an-ı Kerim dersleri vererek, onun hayatına anlam katan bir hedef buldu. Bu hedef onu hayata bağladı. Sait Sitesi'nin, kentsel dönüşüm adı altında sağlam olarak inşa edildiği düşüncesiyle alınan evin çöküşü, Seyfeddin Yenice'nin hayatını daha da zorlaştırdı.
Bu trajik olay, Seyfeddin Yenice'yi sadece kendi adaleti için değil, aynı zamanda toplumun güvenliği için mücadele etmeye yönlendirdi. Dulkadiroğlu Sait Sitesi'nde yaşanan felaket, onun adalet mücadelesini daha da önemli kıldı. Yaşadığı zorluklara rağmen, Seyfeddin Yenice'nin yaşamında bir ışık kaynağı var: ailesinden kalan anılar.
Çocuklarına ait fotoğraflar, kolye ve bilezikleri, onun için birer hazine niteliğinde. Bu değerli eşyalar, onun güç bulmasına ve sevdiklerini özlemle anmasına yardımcı oluyor. Akşam TV Muhabiri Esma Nur Ülker, Seyfeddin Yenice'nin hikayesini derinlemesine dinledi. Bu hikaye sadece bir trajedi değil, aynı zamanda umut ve dayanışma öyküsüdür. Kendi acısını başkalarına yardım ederek hafifleten Yenice, toplumda olumlu bir değişim oluşturma çabasında olmaya hala devam ediyor. Bu tutumuyla da çevresindeki insanlara bir örnek tutum sergiliyor.
Seyfeddin Yenice, hayatın zorluklarına rağmen umudu kaybetmemenin ve başkalarına yardım etmenin önemini vurguluyor. Onun hikayesi, insanın manevi gücünün ve sevgisinin, en karanlık anlarda bile bir ışık olabileceğini gösteriyor. Bu hikaye, insan ruhunun direncini ve toplumsal dayanışmanın gücünü kanıtlayan her şeye rağmen ayakta dik durmak için kendimize güzel bir hedef bulmanın önemini bize hatırlatıyor.
Seyfeddin Yenice'nin yaşamı, depremin derin sarsıntıları ve verdiği tarifsiz acıya rağmen topluluğun gösterdiği dayanışmanın bir simgesi haline gelmiştir. Onun kararlılığı ve olumlu enerjisi, başkalarına ilham kaynağı olmuş, insanları bir araya getirmiştir. Yenice artık özensiz yapıların insanların hayatına mal olmaması gerektiğini savunurken kendi yaşadığı acıyı başkalarının da yaşamaması için sağlam konutlar yapılması gerektiğine dikkat çekti.
Dulkadiroğlu Sait Sitesi'nin çöküşü, sadece bir yapısal sorun değil, aynı zamanda denetim eksikliği ve yapı standardı ihlallerinin bir sonucu olduğunu belirten Seyfeddin Yenice, yaşadığı adaletsizliğin peşini bırakmamakla kalmamış, aynı zamanda bu tür felaketlerin bir daha yaşanmaması için mücadele etmektedir. Yapı denetimlerindeki eksiklikleri ve düzenlemeleri geliştirmek adına çabalarını sürdürmektedir.
Ayrıca Seyfeddin Yenice'nin başlattığı dayanışma ve yardımlaşma ruhu, sadece derin hicranların iyileştirilmesine değil, aynı zamanda gelecekteki risklerin azaltılmasına da odaklanan bir topluluk oluşturmuştur. Seyfeddin Yenice'nin hikayesi, onun şahsi öz derdinden ziyade, hayatta bir hedef edinmenin, yardımlaşmanın, başkalarının acılarına merhem olmanın, toplumun bir araya gelmesinin ve olumlu değişim yaratma potansiyelinin ne kadar hayati önem taşıdığını vurgulamaktadır.
Onun teslimiyeti ve sabrı topluluktaki diğer bireylerle birlikte ortaya koyduğu çabalar, insan ruhunun ne kadar güçlü olabileceğini ve olumsuz durumların ne kadar büyük olursa olsun nasıl ümit dolu bir geleceğe dönüştürülebileceğini göstermektedir.