1977'de iktidara geldikten sonra ülkeyi Etiyopyalı Yahudilere ilk açan Başbakan Menachem Begin oldu. Başlangıçta İsrail gizli servisi Mossad, göçlerini Sudan'daki mülteci kampları aracılığıyla organize etti. Bu, yaklaşık 7.000 Etiyopyalı Yahudi'nin İsrail'e gelmesiyle sonuçlandı. Bunu takiben İsrail güvenlik servislerinin, 1984 ila 1985 yılları arasında gerçekleştirdiği Musa operasyonu ve 1991 yılında gerçekleştirdiği Süleyman Operasyonu ile 20.000'den fazla Falaşa'nın İsrail'e göçü gerçekleşecekti. Mengistu iktidarının sona ermesiyle Yahudilerin Etiyopya'dan göç etmesinin kolaylaşması 1990'ların sonuna doğru 90.000 Falaşa'nın İsrail'e göç etmesiyle sonuçlandı.
Bugün ise İsrail'de yaşayan 160.000'den fazla Etiyopyalı Yahudi, İsrail'in kronik iç sorunlarından biri haline geldi. Etiyopyalı Yahudiler İsrail'e vardıklarında İsrail düzeninin korkunç ırkçılığı ve ayrımcılığıyla karşı karşıya kaldı. Öyle ki dini kurumların birçoğu onların Yahudiliklerini sorgulamaya bile kalkıştı. Bu yaklaşımı açığa çıkaran ilk olaylardan biri, 1990'larda İsrail ulusal kan bankasının Etiyopyalı Yahudiler tarafından bağışlanan kanları HIV korkusuyla rutin olarak imha ettiğinin ortaya çıkmasıydı. Bu skandal tartışılmaya hala devam ederken, Etiyopya kökenli 24 yaşındaki İsrailli Yehuda Biadga'nın 2019 yılının Ocak ayında İsrail polisi tarafından vurulması ve aynı yılın Haziran ayında, 18 yaşındaki Etiyopya asıllı İsrailli Solomon Tekah'ın görevi başında olmayan bir polis memuru tarafından vurularak öldürülmesi Falaşaların karşı karşıya kaldığı ırkçılığın boyutunu gözler önüne seriyor. Belki de en endişe verici olanı, birkaç yıl önce İsrail'in Etiyopyalı kadınlara rızaları olmadan zorla doğum kontrol ilaçları enjekte ettiğinin ve onları çocuk sahibi olamayacak hale getirdiğinin ortaya çıkmasıydı. İsrail, siyahi Yahudi anne adaylarının İsrail'de bebek sahibi olmalarını kelimenin tam anlamıyla engellemek istiyordu.
İsrail'in Etiyopyalı Yahudileri entegre etmesindeki başarısızlığı bölgedeki Falaşa nüfusunun geleceğine yönelik endişeleri artırıyor. Zira İsrail medyasına göre 1997 yılından bu yana polisle yaşanan çatışmalarda 11 Etiyopyalı hayatını kaybetti. Bugün ise Falaşalar'ın İsrail toplumundaki konumu hala tartışılmaya devam ediyor.