7 Ekim'den bu yana İsrail'in Gazze'de gerçekleştirdiği katliamlara karşı sesini yükselten ülkelerden biri de Güney Afrika'ydı. Güney Afrika, 1948 tarihli Birleşmiş Milletler Soykırımın Önlenmesi ve Cezalandırılması Sözleşmesi'ni ihlal ettiği gerekçesiyle Uluslararası Adalet Divanında soykırım davası açarak geçici tedbir kararı alınmasını ve Netanyahu'nun yargılanmasını talep etti.
Açılan soykırım davasının baş aktörü ise Güney Afrika devlet başkanı Ramaphosa'ydı. Bu nedenle herkes onu "İsrail'i yargılatan başkan" olarak tanıdı. Güney Afrika başkanı Ramaphosa, Uluslararası Adalet Divanında İsrail'e karşı açtıkları soykırım davasına ilişkin yaptığı konuşmada "Hiçbir zaman bu kadar gururlu hissetmemiştim" diyordu. Sözlerinin devamında, İsrail'e açtıkları davayla amaçlarının soykırımı durdurmak olduğunu söyledi. İnsan hakları konusunda Güney Afrika'nın bir referans noktası olduğunu ve bu yüzden harekete geçtiklerini söyleyen başkan, bu konuda Nelson Mandela'nın yolundan gitmeye kararlı olduğunu da özellikle belirtti. Ramaphosa, "Bazı kişiler attığımız adımın riskli olduğunu söylüyor. Biz küçük bir ülkeyiz ve küçük bir ekonomimiz var. Bize saldırabilirler ama biz prensiplerimiz üzerinde duracağız. Filistin halkı da özgür olmadıkça bizler gerçekten özgür olamayacağız" diyordu.
Ve nihayet Uluslararası Ceza Mahkemesi, 7 Ekim'den bu yana Gazze'yi kan gölüne çevirip binlerce Filistinliyi katleden İsrail Başbakanı Netanyahu hakkında tutuklama kararı çıkardı. Gazze Şeridi'ne düzenlediği saldırılarda en az kadın ve çocukların da içinde olduğu 35 binin üzerinde Filistinliyi katleden İsrail Başbakanı Netanyahu için tutuklama kararı çıktı.
Portre'nin yeni bölümünde "Güney Afrika Devlet Başkanı Cyril Ramaphose kimdir?" sorusuna cevap aradık...