Bilgisizlik ve komplo teorilerine inanma eğilimi sosyal medya ile birleşince, aşı karşıtlığı Kovid-19 salgınında da yine kendisini gösterdi.
Bir de siyasi sebepler var.
Kovid-19 salgınında aşı karşıtlığı birçok ülkenin ortak sorunu.
Aşı karşıtlığının tarihi ise modern aşıların kendisi kadar eski.
Ancak buna rağmen insanlık çiçek gibi çok önemli hastalıkları aşılar sayesinde dünyadan sildi.
Birçok başka hastalığı da ciddi şekilde kontrol altına aldı.
İnsanlık tarihindeki ilk aşı, çiçek aşısıydı.
Bin yıl kadar önce Çin'de geleneksel yöntemlerle geliştirildiği rivayet ediliyor.
Modern anlamdaki ilk aşı da çiçek hastalığı için üretildi.
İlk modern aşı 1796'da Edward Jenner tarafından geliştirildi.
İngiliz cerrah bu aşıyı köylü çocuklar üzerinde denedi.
Ve olumlu sonuçlar ele etti.
Bu, o dönem için tıpta devrimdi.
Modern immünolojinin temelleri atıldı.
Ama ilk aşı, aşı karşıtlığının da başlangıcıydı.
O dönem eski yöntemleri savunan birçok sağlıkçı, aşının hastalıktan daha tehlikeli olabileceğini öne sürdü.
Buna karşılık aşılamaya devlet desteği vardı.
1853'te, Birleşik Krallık'ta çiçek aşısı çocuklar için zorunlu oldu.
Tarihteki ilk aşı zorunluluğu çok güçlü bir muhalefeti de tetikledi.
Muhalifler aşıları "tehlikeli", "dine karşı" ya da "bireysel özgürlüklerin ihlali" diye niteliyordu.
1898'de İngiliz Parlamentosu aşı zorunluluğunu yumuşattı.
Çiçek hastalığının dünyadan tamamen silinmesi 1980'leri bulacaktı.
İkinci aşı 1885'te geldi.
Fransız Biyolog Louis Pasteur kuduz aşısını buldu.
Aşı karşıtları bu kez farklı bir komplo teorisiyle ortaya çıktı.
Pasteur'ü laboratuvarda kuduz üretip kar etmeye çalışmakla suçladı.
Ancak kuduz aşısı o günlerden beri belki de milyonlarca hayat kurtardı.
Kuduz aşısını tifo, kolera ve veba aşıları izledi.
20. ve 21. yüzyılda onlarca yeni aşı geliştirildi.
Tüberküloz, difteri, tetanos ve boğmaca gibi birçok ölümcül hastalığın artık aşısı vardı.
Aşılar konusunda en tehlikeli gelişme ise 1998'de yaşandı.
The Lancet adlı tıp dergisi kızamık, kabakulak ve kızamıkçık aşıları ile otizm arasında bağlantı bulan bir çalışma yayımladı.
Çalışmanın yazarı Andrew Wakefield da aşı karşıtıydı, daha sonra araştırma sonuçlarını manipüle ettiği ortaya çıktı.
İddiası bilim dünyasında birçok karşı çalışmayla çürütüldü.
Dergi çalışmayı yalanladı.
Wakefield'ın tıbbi kayıtları silindi.
Hala yaşadığı İngiltere'de eski doktor ve itibarı zedelenmiş bir akademisyen olarak tanınıyor.
Ama yayınladığı yanlış makale nedeniyle, hala aşılarla otizm arasında bağlantı olduğunu düşünen insanlar var.