Murat Çiçek: Fahrettin Altun'un evinin röntgenlenmesi ile ilgili bir hikaye var yargıya intikal etmiş soruşturma geçiren ve bu konuda ifade veren CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu var, CHP Üsküdar ilçe başkanı var
Bununla ilgili olarak "Ben talimat verdim gönderdim, gerekirse yine gönderirim" diyen Canan Kaftancıoğlu'nun soruşturması ve ifade vermesi ayrı bir mevzu, savcıları tehdit etmesi bambaşka bir mesele ama bir de işin adres ve hedef gösterek haber yapma kısmı var. Basın özgürlüğüne sığınan Cumhuriyet Gazetesi'nden bahsediyoruz. Cumhuriyet Gazetesi'nın bu konuyla ilgili fotoğrafını çeken haberini yapan bu konuyla ilgili imzası bulunan kimler varsa bunlar hakkında da soruşturma var. Basın mensubuyum diye veya il başkanıyım diye kanunun yasak koyduğu maddeleri çiğneme hakkına haiz değilsin.
Cumhuriyet Gazetesi böyle olmadığını düşünüyor. İsmail Küçükkaya isimli kişi de Fox Tv'deki sabah programında bunlara destek atıyor.
Gazetecilik yaptık demekle gazetecilik yapılmıyor. Gazetecilik yaptık diyebilmeniz için bu anlamda verilen kanunları ezmemiz bu kanunlara karşı gelmemiz gerekiyor. İsmail Küçükkaya bu mevzuları çok iyi bilir. Fakat bir şekilde bunlar birbirlerine destek atmak mecburiyetinde oldukları için kıymeti kendinden menkul abuk subuk cümleler kuruyor ama şunu unutuyor "Bakanın eşi FETÖ'cüdür. Telefonun da Bylock çıktı" diye atladığı zaman ortaya kendisi, savcının karşısına çıkmıştı. Bundan da ceza aldı. Rezil kepaze oldular hem kendileri hem kuruşları. Sen bu vaziyette Cumhuriyet Gazetesi'ne destek atıyorsun ama geçtim Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı olması bir Türkiye Cumhuriyeti vatandaşının evini röntgenliyorsunuz, mahremine giriyorsunuz. Bunu da gazetecilik yaptık diye savunuyorsunuz.
Benim sorum şu madem birisinin mahremine girmek sorun değil ve gazetecilik yapmak için bunları yapabiliyorsunuz. İsmail Küçükkaya'nın eşi boşanma sırasında "İsmail Küçükkaya beni darp etti, yüzüme vurdu. Gırtlağıma sarılıp beni darp ettikten sonra 'Ünüm ve tanınırlığımdan çekinmesem ağzını burnunu kırardım' dedi." diyen bir eşi vardı Eda hanım.
Mesela Cumhuriyet Gazetesi madem gazetecilik yapıyor. Fahrettin Altun'un adres ve lokasyon bilgilerini vermelerinin gazetecilik faaliyeti olduğunu söylüyor da İsmail Küçükkaya gibi meşhur gazetecinin karısını dövmesini niye haber yapmıyor? Beğenmedikleri Ahmet Hakan haberleştirdi ve İsmail Küçükkaya'ya sordu Küçükkaya aklınca çevirmeye çalıştı.
Bu Cumhuriyet Gazetesi neyi haber yapıyor bilmek lazım? Meselenin ucunda Türkiye'ye zarar verecek mevzu varsa haber yapar. Türkiye'ye zarar verecek kim varsa genel yayın yönetmeni yapar. YPG'li teröristler Reyhanlıya roket saldırısı düzenlediğinde gencecik bi kızımız ölmüştü "uykusunda öldü" diye manşet attılar. Seçimler yapılmış Cumhurbaşkanı Erdoğan seçilmiş, Cumhuriyet Gazetesi bu manşeti atıyor "Cehalet ile yoksulluk birleşince ortaya AKP çıkıyor". Savcı Kiraz şehit edildiğinde Ahmet Şık'ın, DHKP-C'nin teröristleri ile görüşüp "yaramazlık yapmışsınız oldu mu şimdi bak" tadında sorularına DHKP-C'li militanların "mecbur bırakıldık yoksa bizde istemezdik" cümlesini manşete taşıyıp masumlaştırma faaliyeti yürüten bir gazetedir.