Asmalı Konak dizisinde ‘Dicle’ karakteriyle akıllara kazınan İpek Tuzcuoğlu, Ah Be İstanbul, Dürüye’nin Düğümleri, Yalaza, Aşk ve Mavi gibi dizilerle yükselişini sürdürdü. Şimdi de TRT1 ekranlarında Tövbeler Olsun adlı diziyle evlerimize konuk oluyor. Dizide cemiyet hayatına meraklı ‘Latife’ karakterine hayat veren İpek Tuzcuoğlu, ekranda renkli, hayat dolu bir kadın olarak büyük beğeni topluyor. Film ve televizyon dizilerinin yanı sıra, reklam oyunculuğu ve program sunuculuğu da yapan Tuzcuoğlu ile başarısı ve hayat görüşü üzerine sohbet ettik.
Tövbeler Olsun’da çok renkli, sosyeteye girme çabasında bir kadına ‘Latife’ye hayat veriyorsunuz. Latife’yi sevdiniz mi?
Oyuncu olarak canlandırdığınız karakteri mutlaka seversiniz. Ben de Latife’nin duygusal deliliğini, şuursuzluğunu, kendince bulduğu taktikleri komik buluyorum. Canlandırması zor ama keyifli bir karakter.
Latife’nin İpek Tuzcuoğlu ile benzer noktaları var mı?
Açıkçası pek yok. Canlandırdığım Latife karakteri gösterişi, kendini ortaya atmasını seven, abartılı yaşayan, materyalist ve statü takıntısı olan bir kadın. Renkli giyinmeyi, gösterişi seviyor. Ben bir o kadar sadelikten yanayımdır. Takı takmam, kuaföre gitmekten bile zevk almam. Onunla tek ortak noktamız ikimiz de ev işi yapmasını pek sevmiyoruz.
Güçlü kadrosuyla dikkat çeken TRT1'in Tövbeler Olsun dizisi hem güldüren hem de zaman zaman duygulandıran güzel bir aile dizisi, uyumlu bir ekip misiniz?
Dediğiniz gibi çok güçlü, usta oyuncularla bir arada olmak gerçekten bir lüks, harika bir duygu. Aynı şekilde yönetmenlerimizle kurduğumuz uyum ve keyif de öyle. Ekibin birbirine olan sevgisi çok güçlü bu işimizde. Ve tabii TRT1 gibi bize güvenen bir kanalımız var.
ÜNLÜ OLMANIN DAYANILMAZ HAZZINI NEFİS POTAMDA ERİTME GAYRETİNDEYİM
İpek Tuzcuoğlu’nu, egolarından arınmış, dünyaya değil manevi değerlere önem veren biri olarak biliyoruz, doğru mu?
Estağfurullah egolardan arınmış demeyelim. Ama elimden geldiğince ünlü olmanın dayanılmaz hazzını kendi nefis potamda eritme gayreti içindeyim. Oyunculuk bir meslek eskilerin değimiyle bir altın bilezik gerisi ise 'ki en önemli kısım' iyi bir insan olarak bu dünya sayfasını temiz bir şekilde tamamlamak.
Bize bu durumdan ve ‘gönül detoksu’ndan bahseder misiniz?
Gönül havuzunu elinizden geldiğince çal çöp ve kirden temiz tutabilmek. Dünya nimetlerine dönük değil kendi maneviyatınıza dönük bir yaşam tarzını benimsemek. Ve en önemlisi manevi hayat ile yaşadığımız bu hayatın içsel dengesini kurabilmek. Tüm bunlar günümüz dünyası için, hepimiz için oldukça zor ve emek gerektiren zorlu süreçler pek tabi.
Tasavvufla ilgili çalışmalarınız var mı, olacak mı farklı projeler?
Daha öncesinde yapmış olduğum programlar oldu inşallah ileri ki zamanlarda da nasip olur tekrar yapmak.
Dizide Osman Necipli’nin gençlere sorduğu bir soru vardı, ‘Dünyanın en tatlı ve en acı şeyi nedir?’ Sizce nedir? Buna bir de ‘dünyanın en büyük mutluluğu ve hüznü nedir’ diye ekleyerek sorsak sorumuzu.
Bu cevaplar herkese göre değişir mutlaka. Sanırım ki en büyük acı evlat acısı, vatansız kalmak, savaş altında bir ülkede yaşamak, zulüm ve adaletin kaybedildiği her yer acı verir. Mutluluğa gelince; ruhun özgürse ve doğru yerden besleniyorsa huzurludur...
Sanat merkezi projenizden bahseder misiniz?
Milim Sanat Merkezi Hasan Kaçan’ın fikir babalığı yaptığı ve hayata geçirdiği bir proje. İleriki zamanlarda çok kıymetli isimlerin de yer alacağı Yeni Sanat Vakfı altında kültür ve sanata katkı sağlayacak, yetenekli gençleri tespit edip projelerinin üretilmesine katkı sağlayacak, onlara eğitim ve üretim sağlayacak, bilgiyi ve yüksek estetik anlayışını hedefleyen sanat, bilim ve kültüre dair projeleri hayata geçirecek bir yapı.
YENİ NESİL OYUNCULAR USTA ÇIRAK İLİŞKİSİNİ ÖNEMSEMİYOR
Öğrenci yetiştiren usta bir oyuncu olarak şu an sektörde yükselişte olan oyuncuları yorumlamanızı istesek. Sizce doğru ve yanlışları neler?
Takip ettiğim kadarıyla çok yetenekli genç oyuncular var, çoğunu da keyifle izliyorum. Yanlış demeyelim de eksikleri tabi ki vardır. Mesela set ahlakı ve etiği konusunda, usta çırak ilişkisini önemsememeleri, ben merkezci ve her şeyi bilirim tavırlarını doğru bulmuyorum. Ama bu gözlemler ve düşüncelerim sadece bizim sektörümüz için değil genç jenerasyon yaşam erozyonu olmuş durumda ne yazık ki.
‘Sanatçının öncelikle iyi insan olması gerekiyor’ diyen birisiniz. Sizce sanat dünyasında kimler bu konuda örnek olabilir?
Herkesin iyiliği kendine diyelim öncelikle. İsim vermek doğru olmaz bu hususta. Ama saygılı, edepli, karşısındaki insanı da kendisi gibi düşünebilen, disiplinli, anlayışlı, vicdanlı ve en önemlisi adalet duygusu ile hareket edenleri listeye alabiliriz.
BİR NUMARAM: SERENAY SARIKAYA, NESLİHAN ATAGÜL AZİMLİ, HANDE ERÇEL ÇOK TATLI
Yeni jenerasyondan en beğendiğiniz, takdir ettiğiniz oyuncular hangileri? Neslihan Atagül, Hande Erçel, Kerem Bürsin, Serenay Sarıkaya, Bensu Soral, Demet Özdemir ve Ebru Şahin için birer kelime yorum yapmanızı istesek.
Neslihan Atagül - Azimli
Hande Erçel - Çok tatlı
Kerem Bursin - Amerikalımız
Serenay Sarıkaya- Serenaycıyım bir numaram
Bensu Soral - Su gibi
Demet Özdemir - Romantik komedi
Ebru Şahin - Hercai
Güzellik, ekranda başarı için önemli bir kriter mi?
Ne yazık ki evet ve bu kriter ülkemizde çok öncelikli. Size üç değişmez kriter sıralayım; genç, güzel ve Instagram takipçi sayısı... Yurtdışı dijital mecralara baktığınızda ise salt güzelliğin ve yaşın değil oyunculuk gücünün daha ön planda olduğunu görüyorsunuz bir çok dizide. Türkiye’de sosyal medyaya gereğinden fazla önem veriyoruz. Bir oyuncunun 3 milyon takipçisinin olması onun en başarılı olduğu anlamına gelmez. Hiç takipçisi olmayıp çok iyi rol yapan, iyi yeteneklerimiz var. Umarım onlar da hak ettikleri yerlere gelirler. Fakat şu anki durumda sektörde, instagram takipçi sayısına göre rol dağılımı yapıldığı oluyor. Bunu doğru bulmuyorum. Bir de güzellik kavramına verdiğimiz değer nedeniyle gençlerimiz estetiğe yöneliyor, doğallıktan uzaklaşıyorlar.
Oyuncu olmasanız hangi mesleği yapıyor olurdunuz?
Klinik psikolog olurdum sanırım.
İpek Tuzcuoğlu 10 yıl sonra kendini nerede, ne ile uğraşırken hayal ediyor?
Elimden geldiğince herkese insanlara, hayvanlara, doğaya yardım edebilmek isterim.