Kahır Mektubu, Aşk Kitabı, Liselim, Anılar, Gözler Kalbin Aynasıdır, Hatıram Olsun, Tahta Masa, Kurşuna Gerek Yok, Hatıran Yeter, Ben Aşkı Ölümsüz Bilenlerdenim, Agora Meyhanesi, Günün Birinde, Emmioğlu, Ayten, Ya Seninle Ya Sensiz, Seninle Aşkımız Bir Roman, Sabahçı Kahvesi, Bir Gülü Sevdim, Artık Ne Duamsın Ne Bedduam ve daha bir çok ölümsüz şarkının söz yazarı, ünlü şair Ahmet Selçuk İlkan Akşam TV'de Akşam Yıldızı Yasemin İlan'ın konuğu oldu. 'Kaybedenlerin şairi' olarak bilinen Ahmet Selçuk İlkan yazdığı unutulmaz şarkıların çıkış hikayelerini anlatırken, vefasızlığından dert yandığı eski dostu Coşkun Sabah hakkında da çok konuşulacak açıklamalar yaptı.
Türk müziğine önemli eserler kazandırmış bir isim olarak tek arzusunun anılmak, hak ettiği değeri görmek olduğunu söyleyen Ahmet Selçuk İlkan 'canım arkadaşım, değerli dostum' dediği Coşkun Sabah'a kırgın olduğunu ifade etti. 20 yıldır bir kez olsun Coşkun Sabah'ın sahnede Ahmet Selçuk İlkan adını telaffuz etmediğini belirten ünlü şair, "O benim canım arkadaşım, dostum kişiliği için hiç bir şey demiyorum ama ben ona onlarca şarkı sözü verdim, hayatının şarkılarını yazdım ama o sahnelerde bir kez olsun adımı bile anmadı. Son 20 yılda çok değil iki kez adımı anmasını isterdim" dedi.
Şarkıyı bir çocuğa benzeten Ahmet Selçuk İlkan "Anne ve baba vardır kimse evladı için bu benim diyemez, bizim demek zorundadır. Şarkılar da böyledir, söz yazarı ve bestecisi vardır, biri diğerinden üstün değildir, şarkı ortak eserleridir. Ben olmak değil, biz olmak gerekir. Ama Coşkun Sabah 'ben' diyor, biz olmayı bilmiyor" diye konuştu.
KENDİNİ SORGULAMASI GEREKİYOR
Ahmet Selçuk İlkan sitemini şu sözlerle dile getirdi: İlk şarkılarını birlikte yaptık, birlikte yola çıktık o alkışı aldı, 1991 yılında Anılar adlı şarkımı seslendirdi ama onu uyarmama rağmen adımı bir kez olsun anmadığı için çok kırıldım, incindim ve bir daha ona söz yazmadım. 20 yıl sabırla bekledim. 2000'li yıllarda noterden yazı da yazıp gönderdim 'Ne olur bu en doğal hakkımız lütfen sahneye çıkıp şarkımızı söylediğinde adımızı söyle' dedik. Ben kendi derdimi çıkıp anlatabiliyorum ama Ali Tekintüre mesela 'Baharı Bekleyen Kumrular Gibi' dedi şarkısıyla onca alkış alan Coşkun Sabah bir kez olsun ismini dile getirmedi. Alkışı alan sen, şöhreti kazanan sen, filmleri çeken yine sen, biz bir tek vefa bekliyoruz. Bu şarkı Ahmet Selçuk İlkan'ın, Ali Tekintüre'nin, Tunç Kemal'in demek belki ona daha büyük alkış getirecekti ama o alkışı paylaşamadı. Bu durum beni hep yaraladı. Ve belki de bu yüzden şairliğim hep önde gitti, ona inat hep daha iyi şarkı sözü yazdım başkalarına verdim, hep daha iyi şarkılar ürettim. Gönül isterdi ki biz Coşkun Sabah'la el ele devam edebilseydik, daha iyi işler yapabilseydik. Ben 1990'lı yıllardan sonra küstüm, incindim, kırıldım ona yeni bir şarkı yazmadım. Ama bakın Coşkun Sabah sonrasında o kadar albüm yapmasına rağmen Bir Gülü Sevdim, Anılar, Aşk Kitabı'nı geçemedi insanın kendi kendini sorgulaması gerekmez mi? Ben olsaydım hangi şairin şiirini okusam, şarkısını seslendirsem gurur duyarak söylerdim. Coşkun Sabah, 'Bir şarkının sevilmesi için sadece sözleri yetmez bestesi de önemli' diyor. Bir sofra hazırlamışsınız ekmek gibi şarkıları insana sunuyorsunuz bunu birlikte yapıyorsunuz. Sadece sözle de olmaz besteyle de olmaz şarkının sevilmesi, ikisi birbirini tamamlar.
ONA BİR DAHA ŞARKI SÖZÜ VERMEM
"Coşkun Sabah gelip sizden şarkı sözü istese verir misiniz' şeklindeki soruya karşılık Ahmet Selçuk İlkan, "Şu anki ruh halimle vermem önce gönlümü alması gerekir. Af dilemek bir insanın en büyük erdemidir. Onunla bu konuyu uzun uzun konuştum, sitemimi yüzüne karşı söyledim. Ben bunu söylemek istemezdim ama Anılar şarkısından sonra yaptığı belki de 10 albüm vardır, 100 şarkı eder bu 100 şarkıdan kaç tanesini sahnede söylüyor. Hep benim şarkılarımla sahnede. Şarkılarımda cayma hakkımı devreye soksam yani yasaklama hakkımı kullansam sahneye çıkamaz. Çünkü böyle bir karar çıkarttırdığımda hiçbir yerde şarkımı söyleyemez, benim yazdığım Anılar, Aşk Kitabı, Bir Pazar Günü, Armağan Olsun, Ne Seninle Ne Sensiz, Tahta Masa, Hayatımın Kadınısın, Bir Gülü Sevdim'den başka sahneye çıkıp da söylediği şarkı mı var? Bunları söyleyemediğinde ne yapacak? Saygı görmem için illa ki bu yola mı başvurmam gerekiyor? Sadece beni üzmüş olsa bu kadar yanmazdım, 'Baharı Bekleyen Kumrular Gibi' şarkısı biliyorsunuz Ali Tekintüre'ye ait ama bir kez olsun onun da adını sahnede anmadı ve bunu rahmetli Ali Tekintüre vefat etmeden önce bir ödül gecesinde sahnede dile getirdi, 'Coşkun Sabah'tan adımı söylemesini beklerdim' dedi.
CÖMERT OLMASINI BECEREMEDİ
Sevgi fedakarlıkla ölçülür. Güzel bir söz vardır: "Hayatta hiçbir fedakarlığı azımsamayınız. Unutmayınız ki bir sap iplik bir demet çiçeği dağılmaktan korur." Benim bir sap iplik kadar katkım olmamış mıdır acaba ona? Benim ne günahım var emeğimin karşılığında bir bedel istemedim sadece sorulduğu yerde adımı söylemesini beni onure etmesini bekledim. Anılar şarkısıyla ekrana çıktığında ben üniversite öğrencisiydim arkadaşlarıma bakın bu şarkıyı ben yazdım deyince hadi canım Coşkun Sabah'ın şarkısı deyip benimle dalga geçiyorlardı. Ben bunu ispatlayamıyordum günah değil mi ve yıllar geçti hiçbir şey değişmedi. Onlar alkışlarla yaşıyor, ben sitem etmek istemezdim ona yazdığım "sitem sevgiden doğar" şarkımı dinlerken bile sitemime hak vermesi lazım. Kişiliğine, karakterine, arkadaşlığına, dostluğuna asla laf etmiyorum ama daha cömert olmasını isterdim, bencillik iyi bir şey değil, paylaşmayı bilmeli insan. Gönül hatıra defterim ona kapalı, onu açabilmek Coşkun'un meziyeti olmalı. Kırma gönül kalbini yapacak ustası yok, bu ne güzel çeşme ama içecek bir tası yok. O gönül tasıyla gelmesi lazım.
UNUTULMAZ ŞARKI YAZMANIN FORMÜLÜ
Ahmet Selçuk İlkan, "Neden artık iyi şarkılar çıkmıyor, duygularımız mı bitti' şeklindeki soruya karşılık "Hayır aşk bitmez. Biz yıllarca aşkın haritasını çıkarttık şarkılarımızla. Aşkı yok sayanlar kendini yok sayanlardır. Aşk her zaman vardır ve zirvededir ama biz insanı kaybettik, aşıkları kaybettik. Aşıklar aceleci olmaya başladılar çok çabuk tüketmeye başladılar ama aşk bitmez tükenmez bir duygudur. Aslında herkes başını yastığa koyduğu zaman en sadık en seven en çılgın aşıklarını özler kimse yalnızlığından bahtiyar değildir ama ne var ki kendini maskeliyor insanlar. Kendilerini öyle göstermek istiyorlar. Şarkılar kulaklara değil kalbe yazıldığı zaman başarılı olur. Şifresi çok basit; bakın sevdiğiniz bütün şarkılara söz yazarı, bestecisi, aranjörü ve şarkıcısı bir başkasıdır. Ama şimdiki şarkılara bakın, şarkıyı yazan, besteleyen, aranjesini yapan hatta klibini çeken filmini çeken hep aynı kişi, bu nasıl bir şey dahi mi olduk. Hayır maliyeti düşürmek için herşeyi kendileri yapmaya çalışıyorlar bu da kötü şarkıların ortaya çıkmasına neden oluyor. Bu tıkanma buradan kaynaklanıyor.
Şarkı ne zaman şarkıdır biliyor musunuz? Melodisini çıkartıp da şarkının sözlerini sevdiğinize, annenize, babanıza, kardeşinize mektup olarak gönderebildiğiniz zaman. Eski mektuplara bakın her mektup sonunda bir şiirle biterdi. Bizim dönemimizde yapılan bütün şarkıların sözlerini melodiden çıkartıp yazdığınız zaman mektup olarak gidebilir. "Ben sende yaşadım, seninle tattım böyle bir aşkı, al hatıram olsun armağan olsun benden bu şarkı" diyerek şarkılardan fal seçerdik. Şimdi ne seçebiliriz hiçbir şey. Şarkılarımızın unutulmaz olmasının sırrı budur. Eskiden besteciler müziğin ansiklopedisini yazabilecek yetenekteydi ama şimdikiler sadece mırıldanarak beste yapıyor.
RAP MÜZİK BAŞARILI AMA KALICI OLMASI MÜMKÜN DEĞİL
Rap müzik daha realist sözlerle yazılıyor ama şöyle bir dezavantajı var; şarkının kalıcı olabilmesi için mutlaka birlikte söylenebiliyor olması lazım. Yani şarkıcısı olmasa bile bir toplumda bir mekanda insanlar bir araya geldiklerinde o şarkıyı söyleyebiliyor olmaları lazım. Siz bir masada oturup sohbet ederken 'hadi şimdi bir rap şarkısını söyleyelim diyemezsiniz' o zaman da kalıcı olmuyor bu şarkılar. Şarkının da, aşkın da, insanın da kalıcı olması için tekrarlanıyor olması lazım. Tekrarlanmayan şey unutulmaya mahkumdur bu nedenle rap müzik başarılı ama kalıcı olamaz. Rap müzik olmalı tabiki güzel bir çeşitleme ama böyle bir dezavantajı var.