"Devletlerarası ilişkilerin yani diplomasinin belli kuralları vardır. Diplomasi her dönemde ve ülkede aynı işlemez. Ülkelerin dönemleri, kültürleri ve psikolojileri bu diplomasiye yansır" ifadelerini kullanan Koray Şerbetçi, Türk milletinin diplomaside de kendi değerinden taviz vermediğini ufak bir hikâye ile anlatıyor:
'BİZ DÜNYAYA NASIL BAKIYORUZ?'
"1910 yılı Beyoğlu kaymakamı Beyoğlu caddelerine telefon direkleri döşetmektedir. Telefon direkleri Rus büyükelçiliğinin önünden geçerken Rus büyükelçisinden itiraz gelir. Hükümete şikâyet eder. Hükümet, Beyoğlu kaymakamı Tahsin Bey'e direkleri kaldırması yönünde ikazda bulunur. Tahsin Bey 'telefon direklerini koruyamazken ülkeyi nasıl koruruz?' diyerek sorunu çözmek için büyükelçiliğe gider. Rus büyükelçiliği kendisini reddedince direkleri oradan kaldırır."
'İŞTE BİZ, İŞTE DİPLOMASİ'
"1918 yılında İstanbul Ruslarla kaynamaktadır. 1917'de Bolşevik devrimi olmuş Çarlık subayları ve bürokratları kendini zor İstanbul'a atmıştı. Yüksek rütbeli olsalar da çok ucuz fiyata çok düşük işler yapmaktaydılar. Tahsin Bey Fransızca eğitimi almak için birini ararken karşısına 8 yıl önce kendisini geri çeviren Rus büyükelçisi çıkar. Tahsin Bey büyükelçiyi tanıdığını belli etmez ve para verip yollar. Arkadaşları bunu neden yüzüne vurmadın dediğindeyse 'Allah'ın vurduğuna kulun da vurması yakışmaz' der."