Ezgi Aşık/ Akşam TV
İletişim Uzmanı ve Yazar Ali Saydam, muhalefetin aday krizini ve 2023 seçimlerine doğru 6'lı masadaki belirsizlik tablosunu Akşam TV'den Ezgi Aşık'a anlattı.
Altılı masanın 14 Mayıs seçimlerine hazır olmadığına dikkat çeken Ali Saydam, "Muhalefet hiçbir şeye hazır gözükmüyor. Buradaki seçimde en önemli unsur cumhurbaşkanlığına aday olacak kimse. Bunu önemsemediler başta. Dediler ki işte burada halk, sistemi oylayacak başkanı değil. Ama şimdi aday kim olacak diye birdenbire paniğe girdiler. Birincisi bu, ikincisi de programı açıklayacaklar. Kendi aralarında program konusunda da bir sürü çelişki içindeler. Serbest piyasa ekonomisi konusunda anlaşamıyorlar. Uluslararası politika konusunda da hemfikir değiller. Kendi içlerinde çok ciddi problemleri var." dedi.
14 MAYIS KARARI DOĞRU BİR SEÇİMDİ
14 Mayıs'ın ciddi bir sembol olduğunu da belirten Saydam, "14 Mayıs bir milletin uyanışının, demokrasi sevdasının ve milli iradenin sembolüdür. Şimdi 14 Mayıs'ı muhalefet de sahiplenmeye çalışıyor ama faydasız. Çünkü ilk günden itibaren 14 Mayıs'a, Demokrat Parti geleneğine ve de onun mücadelesine sahip çıkmış kişi Sayın Cumhurbaşkanımızdır. Ve de AK Parti. O yüzden, 14 Mayıs kavramına ideolojik ve siyasi olarak Cumhurbaşkanımız ve AK Parti'nin sahip çıkması gayet normal. Öbür taraf istediği kadar 14 Mayıs'ı kullansın, bu durum yine AK Parti'ye yazar. Bu nedenle, 14 Mayıs kararı doğru bir seçimdi." şeklinde konuştu.
BELİRSİZLİK DAİMA NEGATİF ÇALIŞIR
Muhalefetin adayını ilan etme sürecini siyasi iletişim bağlamında değerlendiren Saydam, "Belirsizlik daima negatif çalışır. Öyle mi, böyle mi diye tereddüde düştüğünüz anda bu pozitif bir duygu yaratmaz. Muhalefetin durumu da bu aşağı yukarı bu... Bir an önce bir karar vermesini bekliyor seçmen de bekliyor, muhalefete oy vermeyi düşünen insanlar da bekliyor. Hepsinin dünya görüşleri çok farklı, bu yüzden anlaşmaları çok zor" ifadelerini kullandı.
ALTILI MASA CİDDİ ZAMAN KAYBINA UĞRADI
Altılı masanın adaylık konusunda ciddi bir zaman kaybına uğradığına dikkat çeken Ali Saydam, "Bütün siyasi görüşü taşıyacak lider, kampanyayı yönetecek olan da lider. Ciddi bir zaman kaybına uğradılar. Bunun sonucu da politikalarını anlatma konusunda mutabakat sağlanmamış havası yaratılıyor. Bu da belirsizlik ortamına neden oluyor. Hem insanları hem de tabanlarını rahatsız ediyor." dedi.
CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN BÜTÜK İDDİALARIN ALTINA İMZA ATAR
Cumhur İttifakı'nın "Türkiye Yüzyılı" mottosunu da değerlendiren Saydam, "Çok büyük bir iddia. Zaten Sayın Cumhurbaşkanı hep büyük iddiaların altına imza atar. Burada da büyük bir iddia var. Türkiye'nin yüzyılını ifade edileceğini iddia etmek, Türkiye'nin çok ciddi adımlara hazır olduğunu ve atması gerektiğinin altını çiziyor. Türkiye dünyada örnek olarak gösterildiği bir sürü atılım gerçekleştirdi." şeklinde konuştu.
Türkiye'deki seçimlerde duygusal tercihlerin öne çıktığını söyleyen Ali Saydam, "AK Parti'nin aldığı yolu anlatarak ilerleme konusunda bir anlayış hakim gibi gözüküyor. Oysa naçizane kanaatim ve tecrübem ve bilgime dayanarak açıklamak istediğim husus ise daha çok Sayın Cumhurbaşkanı'nın toplumun duygularıyla buluşarak hep teveccüh gördüğü yolunda. Bunun değerlendirilmesi gerektiğini düşünüyorum. Sayın Cumhurbaşkanı'nın kazandığı bütün seçimlerde yakaladığı bir duygusal atmosfer vardır. Sayın Cumhurbaşkanı'nın bunu yakalayacağını düşünüyorum ve de bu maddiyattan çok maneviyata önem veren bir kampanyayla işin içine gireceğini tahmin ediyorum." dedi.
ALTILI MASADA 'NE YAMAN ÇELİŞKİ?'
Babacan'ın Baykar'ı hedef almasına ilişkinde konuşan İletişim Uzmanı ve Yazar Ali Saydam:
"DEVA Partisi'nin ve Ali Babacan'ın oy oranı o kadar düşük ki onu arttırmak için batılıların publicity olarak ifade ettiği medyada görünürlük yaklaşımını uyguluyor gibi geliyor, bana. Öyle bir laf edeceksiniz ki derhal sizi tartışmaya başlayacaklar. Bu şekilde gündemde kalacaksınız. Konuşuluyor olmanızın arkasındaki değer sistemi çok önemlidir. O değer sistemine eğer hasar veriyorsanız o iyi bir şey değildir. Bu Kur'an-ı Kerim'i yakan adam da çok konuşuluyor. Adını bilmiyorduk değil mi? Şimdi adını duyduk öğrendik. Çok konuşuluyor, iyi bir şey mi?"