Başkan Recep Tayyip Erdoğan, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun anayasanın ilk dört maddesini hedef alan gizli bir ajandası olduğunu dile getirmişti. Kılıçdaroğlu bu sözlere Başkan Erdoğan'ı hedef alan uluslararası bir operasyona atıf yaparak cevap verdi. Kendisinin anayasanın ilk dört maddesine ilişkin bir beyanının bulunmadığını belirtti. Peki gerçekten öyle mi? Gerçekten de Kılıçdaroğlu'nun ilk dört maddeye ilişkin gizli bir ajandası yok mu? Bu sorunun cevabı yakın siyasi tarihimizde...
Başkan Erdoğan, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu için neden "Milli güvenlik sorunu" dedi? Başkan Erdoğan muhtemelen Kılıçdaroğlu CHP'sinin Türkiye'yi hedef alan uluslararası operasyonların payandası olduğu görüşünde. Peki bu iddiaya gerekçe teşkil edebilecek örnekler bulabilir miyiz? Bunun için Kılıçdarıoğlu'nun son açıklamasına bakalım.
ABD menşeili Foreing Policy Dergisi'nde 1 Ekim tarihinde Türkiye'yi merkeze alan bir makale yayınlandı. O makalenin başlığı Erdoğan "Türkiye'yi yönetemeyecek kadar hasta olabilir" ifadesini taşıyordu. İçeriğindeyse bu iddiayı destekleyebilecek kuvvetli bir rasyonel deliller yoktu. Zan oluşturmak suretiyle Başkan Erdoğan'ı hedef alan bir itibar suikastı olduğu çok açıktı. Zira ilginç bir tevafukla Başkan Erdoğan bu makale yayınlanmadan sadece 3 gün önce basketbol maçı yapacak kadar zinde olduğunu göstermişti. Bu açıdan bakıldığında Kılıçdaroğlu'nun aynı iddiayı dillendirmesi oldukça problemli. Adeta "Milli güvenlik sorunu haline geldi" iddiasına temel oluşturabilecek bir hamle.
Peki Kılıçdaroğlu, Erdoğan'ın neden sağlık raporuna ihtiyaç duyduğunu iddia etti. Bunun için Erdoğan'ın anayasa konuşmasını işaret ediyor. Kendisinin ilk dört maddeye ilişkin bir beyanının olmadığını ileri sürüyor.
Dikkat edilecek olursa Erdoğan aslında genel olarak muhalif iktidarı işaret ediyor. İşte DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan'ın o röportajı. Ve ardından Babacan'ın bu beyanının ittifakın genel karakteri olabileceğinden dem vurarak CHP'ye ve Kılıçdaroğlu'na ulaşıyor. CHP'ye ulaşırken de aslında elinde yeterince delil var. Bunun için 2020 yılının kasım ayına gidelim. Dönemin İYİ Parti Kurucular Kurulu Üyesi Ümit Özdağ'a kulak verelim
Yani Ümit Özdağ "CHP, İYİ Parti, SP ve HDP kapalı kapılar ardında bir araya geldi diyordu ve TBMM'nin CHP'li Anayasa Komisyonu Üyesi İbrahim Kaboğlu'nun hakemliğinde ilk dört maddenin değiştirildiği bir anayasa taslağı üzerinde fikir birliğine vardıklarını iddia etmişti. Kaboğlu da bu çalışmayı bizzat doğrulamıştı.
Şimdi tüm bu bilgiler ışığında cumhurbaşkanı erdoğan, anayasanın ilk dörtmaddesi konusunda kılıçdaroğlu'nu işaret etmekte haklı mı değil mi?