Tam 10 yıl önce... 4 Kasım 2011... Eisenach kentindeki banka soygununun ardından, iki şüpheli saklandıkları karavanda ölü bulundu. Uwe Böhnhard ve Uwe Mundlos... İntihar ettikleri öne sürüldü.
Üçüncü biri daha vardı. Beate zschaepe... Soygunun ardından hücre evini ateşe vermişti. 4 gün sonra polise teslim oldu. Ne olduysa ondan sonra oldu. Yıllardır "döner cinayetleri" olarak bilinen cinayetlerin ardında bir neonazi örgütünün olduğu anlaşıldı.
Evin enkazında, cinayetlerde kullanılan silah bulundu. "Nasyonal Sosyalist Yeraltı" adlı örgütün, cinayetlerin sorumluluğunu üstlendiği bir video ortaya çıktı.
9 Eylül 2000... Nürnberg'de Enver Şimşek... 13 Haziran 2001... Nürnberg'de Abdurrahim Özüdoğru... 27 Haziran 2001 Hamburg'da Süleyman Taşköprü 29 Ağustos 2001
Münih'te Habil Kılıç 25 Şubat 2004 Rostock'ta Mehmet Turgut 9 Haziran 2005 Nürnberg'de İsmail Yaşar 15 Haziran 2005 Münih'te Theodurus Boulgarides 4 Nisan 2006 Dortmund'da Mehmet Kubaşık 6 Nisan 2006 Kassel'de Halit Yozgat ve 25 Nisan 2007 Heilbronn'da polis memuru Michele Kiesewetter bu ırkçı örgütün katlettiği isimlerdi.
Örgüt ayrıca 19 Ocak 2001'de ve 9 Haziran 2004'de Köln'de bombalı saldırılar düzenledi. Çok sayıda kişi yaralandı.
Cinayetler, uzun süre karanlıkta kaldı. Alman polisi yıllarca yanlış yönde soruşturma yürüttü. Cinayetlerin arkasında uyuşturucu ticareti ve mafya bağlantıları olduğunu öne sürüyorlardı. Oysa kurbanların tamamına yakını Türk'tü ve aynı marka tabanca kullanılmıştı. Buna rağmen aralarında bağlantı kurmadılar ya da kuramadılar. Polis yıllarca cinayetlerin faillerini aile yakınları arasında aradı. Kurbanların eşlerini, çocuklarını ve yakınlarını suçlayarak onları mağdur etti.
Örgüt şans eseri ortaya çıkınca, Betaze Zschaepe hakkında dava açıldı. Münih Eyalet Mahkemesi'nde baş sanık olarak yargılandı. Lakabı "nazi gelini"ydi. Sanık sandalyesinde örgüte yardım ve yataklık eden 4 kişi daha vardı. Yargı sürecinde de sıra dışı olaylar yaşandı. Bazı tanıklar şüpheli şekilde ölü bulundu. Dava 5 yıl sürdü. 11 Temmuz 2018'de sonuçlandı. 438 duruşmada 765 tanık ve 56 uzman dinlendi. Baş sanık ömür boyu hapse mahkûm edildi. Diğerleri de 3 ila 10 yıl hapis cezaları aldı. Yargıtay da cezaları onadı.
Bu, ırkçı nefret karşı önemli bir mesajdı. Ancak kurbanların yakınlarını tam anlamıyla memnun ettiğini söylemek doğru olmaz. Zira geride aydınlatılamayan birçok karanlık bağlantı, cevabı alınamayan birçok soru kaldı. Örgüt silahları nasıl temin etti? İstihbarat ve güvenlik birimleri aslında bu cinayetler ve örgüt hakkında neler biliyordu? İstihbaratın elindeki dosyalara erişim yasağı konuları neler gizlendi? Halil Yozgat'ın öldürüldüğü mekânda neden bir istihbarat görevlisi vardı? Örgüt üyelerinin geçmişe istihbarat muhbirleriyle ilki kurması, istihbaratın neonazi terör örgütüyle bağlantılı belgelerinin imha edilmesi neden uzun zaman sonra ortaya çıktı. Özetle Alman yargısının, güvenlik ve istihbarat teşkilatlarının daha alması gereken çok yol var.