Libya'da dikkat çekici gelişmeler yaşanıyor. Tomruk'taki Meclis, Ulusal Birlik Hükümetinden güvenoyunu çekmişti. Şimdi de darbeci General Hafter, cumhurbaşkanlığı seçimine hazırlandığının ilk somut işaretini verdi. Hafter askeri görevlerini askıya aldı.
Libya'da Ulusal Birlik Hükümetinin kurulmasıyla geleceğe dair bir umut oluşmuştu. 24 Aralık'ta seçimler yapılacak, yeni anayasa hazırlanacaktı. Darbeci General Hafter bu süreçte dışarıda bırakıldı. Uzlaşı da bu sayede sağlandı. Ancak Libya yeni bir karmaşa dönemine giriyor. Tomruk merkezli parlamentonun ulusal birlik hükümetinden güvenoyunu çekmesinden sonra dikkat çekici bir gelişme daha yaşandı. Darbeci General Hafter, siyasete soyunuyor. Seçimde aday olmaya hazırlanıyor.
Hafter askeri görevlerini bıraktı. Yani üniformayı çıkarıp, takım elbise giydi. Çünkü seçimde askeri yetkililer devlet başkanlığı için yarışamayacak. Hafter askeri görevleri sürerken seçimde yarışabilmek için çok uğraştı. Ancak kabul görmedi. Baskılar, kısmen onun lehine bir sonuç verdi. Seçime girmek için askeri görevlerini askıya alanlar, kazanamaması durumunda göreve geri dönebilecek. Yani Hafter, seçimi kazanamazsa silahlı gücünü başına dönerek, ülkeyi yeni bir iç savaşla tehdit etmeyi sürdürebilecek. Dahası, Hafter ABD vatandaşı. Bu da seçime girmesine engel olmayacak. Gözler, adaylığını ne zaman ilan edeceğinde.
Bu tartışmalı madde, Tomruk'taki Meclisin Başkanı Akile Salih'in onayıyla geçti. Tobruk Meclisi, ulusal uzlaşıda yasama görevi görüyor. Yürütme ise Trablus'taki Ulusal Birlik Hükümetinde. Tobruk Meclisinin Başkanı Akile Salih, ayrıca Hafter'in siyasi müttefiki. Hükümetten güvenoyunu çeken meclis de burası.
Meclisin kararı ülkeyi ciddi şekilde ateşe atabilir. BM himayesindekii uzlaşı süreci bozulabilir. Meclisin kararı bu nedenle uluslararası tepki görüyor. Bir tepki de Türkiye'den geldi.
Dışişleri Bakanlığı yazılı açıklama yaptı. Güvenoyunun geri çekilmesinin "Libya'nın istikrarına ve geçiş sürecine bir katkı sağlamayacağı" belirtildi: Seçimlerin öngörüldüğü tarihte düzenlenebilmesi, geçiş sürecinin iyi yönetilebilmesi ve ülkedeki sükûnet ortamının korunabilmesi için, Milli Birlik Hükümeti'nin seçimlere kadar tam yetkiyle iş başında kalması önemlidir