Galatasaray için sezonun en mutlu eden ilk yarısıydı. Baskılı başladığı maçta bulduğu ilk pozisyonda golü buldu. Marcao’nun derin pası, Ömer’in Nagatomo ile ikiye biri ve Adem’e attığı pas organizeydi. Buna karşın golde Adem Büyük’ün becerisi hepsinden iyiydi. Fatih Terim bu sezon hem lig hem de Avrupa’da birkaç kez “ilk golü atsak, daha konforlu oynayacağız” demişti. Öne geçtiler, ancak oyun daha iyileşmedi. Brugge topun hakimiyetini artırdı. Galatasaraylı oyuncular daha fazla topun peşinden koştu. Gerekli olduğu anlarda Muslera ortaya çıktı. Geri kalan on oyuncunun hepsi konsantrasyonu yüksek bir maç çıkardı. Adem, Lemina ve Ömer performansıyla biraz daha ön plandaydı. Lemina üst üste iki-üç maç oynadığı bu futbolu sürdürebilse, orta sahada bazı şeyler daha iyi olacak. Adem top tutamasa da ikili mücadelelerde aldığı faullerle takımına nefes aldırdı. Sarı kırmızılılar son bölümde çok baskı yedi. Okereke’nin oyuna girdikten sonra yakaladığı pozisyonlardaysa şans yanımızdaydı. İyi ki baştan oynamamış dedirtti. Takımın gücü ilerleyen her dakika gözle görülür şekilde tükendi ve Diatta’nın kusursuz gol vuruşuna engel olunamadı. Mutlu başlayan gece hüzünlü bitti. Böyle oynayıp kaybetsen de olur, futbolda taraftarın sık kullandığı bir kalıptır. Ancak böyle oynayıp galibiyeti kaçırmak, beklentinin aksine derin bir travma yaratabilir.