Evet! Yazıklar olsun insanlığımıza... İnsanlığımızdan, insan olmaktan bu kadar utanacağımız günleri belki de bugüne kadar, hiç ağır bir şekilde yaşamamıştık. Hayvanlara karşı yapılan her türlü eziyeti ve zulmü gördüğümüz bu dönemde önce 8 yaşındaki Eylül’ün vahşice öldürülmesi ardından 4 yaşındaki Leyla’nın 18 günün sonunda dedesinin köyünde ölü bulunması artık pes dedirtti. Bu kadar hasta ruhlu, sapık ve katil varlıklarla aynı ülkede yaşadığımızı bilmek bile delirmek için tek sebep. Sürekli üzülüyoruz, isyan ediyoruz ama buna artık bir son verilmeli. Bu hain karakterlerden, insanlıktan yoksun sapıkların sadece ceza almaları, hapse girmeleri kimsenin içine su serpmiyor artık. En ağır ceza onları hapiste tutmak olmamalı. O küçük bedenlerin nasıl can verdiğini düşünürsek bu hainlerin de aynı acıyı çekmeden hayatlarına, yaşam hakkına sahip olmaları bizi bile çileden çıkarırken, o masum yavrularımızın ailelerinin halini düşünmek bile insana acı veriyor. Artık sadece söylenip, kınayarak bu olayların bitmeyeceğini her gün gözümüze sokulan haberlerden anladık.
Devlet büyüklerimizin eminim çocuklarımızın daha güvenli, daha sağlıklı bir ülkede yaşamasını sağlamak için yeni bir formül üzerinde çalıştıklarından eminim. Bir an önce daha caydırıcı, örnek teşkil edecek cezalarla bu mahlukları hayatımızın içinden temizleyelim elbirliğiyle…
VE SOSYAL MEDYADAKİ DUYARSIZLARI DA GÖRDÜK
Bu olaylar yaşanırken, sanki bu ülkede yaşamıyormuş gibi hiçbir olaya tepki vermeyen birtakım insan topluluğunu da gördük. Bir gün Instagram ya da Twitter’da bir şey paylaşmasalar öleceklerini falan düşünüyorlar sanırım. Herkes normal hayatına devam etmeye çalışıyor her normal insan gibi, işine gidiyor, evine dönüyor ama ortada bu kadar ölüm ve vahşet varken de birkaç gün şu sosyal medyada nasıl eğlendiğinizi, yediğinizi, içtiğinizi yayımlamazsanız inanın ölmezsiniz. Biraz ölüme saygı, acıya saygı, toplumsal bir olaya toplum olarak tepki kimseye bir şey kaybettirmez. Biz bu olaylar olurken halka mal olmuş isimlerden kimlerin ne kadar duyarlı, kimlerin ne kadar vurdumduymaz olduğunu da görmüş olduk. Üstüne alınan alınsın artık.
DÜNYAYI VERELİM ÇOCUKLARA
Ne güzel yazmış Nazım Hikmet…. İçimden geldi paylaşmak istedim sizlerle.
Dünyayı verelim çocuklara hiç değilse bir günlüğüne,
Allı pullu bir balon gibi verelim oynasınlar.
Oynasınlar türküler söyleyerek yıldızların arasında…
Dünyayı çocuklara verelim.
Kocaman bir elma gibi verelim, sıcacık bir ekmek somunu gibi,
Hiç değilse bir günlüğüne doysunlar.
Dünyayı çocuklara verelim.
Bir günlük de olsa öğrensin dünya arkadaşlığı,
Çocuklar dünyayı alacak elimizden,
Ölümsüz ağaçlar dikecekler...