İlk kez geldiğinde özel olarak 1 Mart'ı seçmişti. Anlayanlara mesaj olsun diye! Bununla da yetinmedi, giderayak basın toplantısında fırtına koparıp gitti. Beyefendi, Başbakan Erdoğan'ın Siyonzim'le ilgili söylemlerine tepkiliydi. Sanki ABD'nin değil İsrail Dışişleri Bakanı... Anlatmaya çalıştığım kişi John Kerry. ABD Dışişleri Bakanı, Türkiye'ye ilk kez 1 Mart'ta gelmiş ve gündeminde birden çok önemli konu olmasına rağmen, özel olarak Siyonizm konusunu ön plana çıkararak giderayak ciddi bir tartışma yaratmıştı. Çünkü Siyonizmle ilgili sözleri söyleyen bir başbakandı, kendisiyse bir dışişleri bakanı. Yani protokol gereği bunu yapmamalıydı. Hem de Ankara'da. Üstelik Erdoğan çok öncesinde 'Yanlış anlaşıldım' demiş ve konuyu kapatmaya çalışmıştı. Ama olsun, Kerry de ABD'nin Dışişleri Bakanı'ydı ve Yahudi lobilerine şirin görünmek ya da hesap vermek zorundaydı. Kerry hazretleri bununla da yetinmedi...
ZAMANLAMAYA DİKKAT
İlk küstahlığının karşılığını almayınca benzer bir yöntemle, yine patron edasıyla bir kez daha Erdoğan'ı hedef aldı. İstanbul'dan ayrılmadan önce "Erdoğan Gazze ziyaretini ertelesin" diyerek biraz da sömürge valisi gibi görünmek istedi. Oysa Erdoğan çok önceleri için planladığı Gazze ziyaretini 16 Mayıs'taki Obama buluşmasının sonrasına ertelemiş ve "Mayıs sonunda gideceğim" demişti. Anlaşılan Kerry ziyaretin toptan iptalini istiyordu...
İş bununla da kalmıyor. Çünkü Kerry'nin tavrı zamanlama olarak çok şey ifade ediyor. Bu sözlerinden önce İstanbul'da Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas'la görüştü. Abbas'ın, Erdoğan'ın Gazze ziyaretine karşı olduğu biliniyor. Ona göre bu tür ziyaretler, Filistin halkı nezdinde Hamas'a güç katıyor. Nitekim aynı gün FKÖ yöneticilerinden Yahya Rabah El-Cezire'ye verdiği demeçte Gazze'ye gitmeye hazırlanan Erdoğan'ı ''Özel politik hesaplar ve kişisel propaganda peşinde olmakla" suçluyordu. El-Cezire, Erdoğan'ın dostu Katar Şeyhi Hamed'in kanalı. Bunun da bir anlamı var. Çünkü Şeyh Hamed kendine rakip istemiyor ve Erdoğan aylar önce "Gazze'ye gideceğim" dediğinde, apar topar İsraillilerden izin alıp oraya gitmişti. Çünkü Arap ve İslam âleminde Gazze'ye gidebilen ilk ve tek lider olmayı ve öyle kalmayı istiyordu. Şeyh kafası işte!!!
Dönelim Kerry'nin zamanlamasına... Kerry, Erdoğan'a "Gazze'ye gitme" derken, dünya medyası aynı saatlerde özel bir haberle uğraşıyordu. İngiliz Sunday Times gazetesi, Mavi Marmara tazminatıyla ilgili dün Ankara'ya gelen İsrail heyetinin Türkiye'den ilginç bir talebi olacağını yazdı: "Ankara yakınındaki Akıncı Üssü'nü bize verin, biz de size en gelişmiş elektronik savaş teknolojilerini verelim."
KİM KİMİ DİNLEDİ?
Bu iddianın ne kadar ciddi olup olmadığını bilmiyoruz. Son dönemde, iki ülke ilişkileriyle ilgili olarak dünya medyasında hep ilginç haberler çıkıyor. Tıpkı Kürecik'teki radar konusunda olduğu gibi. Hepsi de ABD'nin sayesinde... Çünkü işi gücü bırakan Başkan Barack Obama, 22 Mart'taki İsrail ziyaretinde Başbakan Binyamin Netanyahu'ya ''Ara bakalım Erdoğan'ı ve özür dile" demişti. O da söz dinleyip bunu yapmıştı. Kim kimin sözünü dinledi belli değildi. Örneğin geçen yıl Amerikan Kongresi'nde konuşan Netanyahu, yarım saat içinde 20 kez ayakta alkışlandı. Obama'ysa normalde 5-6 kez alkışlanıyor. Erdoğan'dan telefonla özür dileyen Netanyahu bir gün sonra ''Suriye'deki gelişmelerden dolayı özür diledim" demişti.
İstanbul'da bir araya gelen "Suriye'nin Dostları" toplantısında da, karar belirleyici yine Kerry oldu. Alman bakan hariç, toplantıya katılan beşi Arap 10 bakan Suriye muhaliflerine aktif askeri destek verme uğraşına rağmen Kerry 'olmaz' dedi . Deyince de herkes 'Peki abi' dedi. Ve her şey bir kere daha Kerry'nin istediği şekilde bitti.